dizifilm/ Asi Bölüm Yorumları
 
funda
 
 
Dizinin tekrarına bakıyorum da, Asi’nin başındaki yazma çok yakışmış, bu aksesuarı sık sık kullanmalı bence.
modest2000 / 2 Kasım 2007
 
Ben de çok beğendim ve senin gibi bu aksesuarı kullanması taraftarıyım, ayrıca kıyafetleri de gözüme batmadı. Hatta yazmalıyken giymiş olduğu eteği falan da çok sevdim. Galiba bugün at üstünde olduğu sahnede de benzer kıyafetler olacak üzerinde.
lawinia / 2 Kasım 2007
 
Çevremden de güzel izlenimler alıyorum bu dizi için. Konusunun farklı olduğunu söylüyorlar ama en çok da Tuba’yı beğeniyorlar. Hele de yazmalı halini. Arkadaşın dediği gibi böyle yöreye uygun aksesuarları sık kullanmaları iyi olur. Daha ilgi çekici hale gelir.
CanKuşu / 2 Kasım 2007
alıntı
 
 
İhsan Demir’in geçmişi unuttuğunu sanıyor ama Demir hiçbir şeyi unutmamış hatta köprüyü de imalı bir şekilde sordu İhsan’a. Aralarında büyük sürtüşme yaşanacak gibi.
Demir bayağı hırslı, bence İhsan’ın çiftliğini o alabilir. Tuba yani Asi çok güzeldi. Defne-Kerim işi ilerletiyor. Asi her ne kadar çekinse de Demir’e karşı bir şeyler var içinde.
Fafak37 / 2 Kasım 2007
 
Asi’nin yağmur yağması için dua ettiği sahne bu bölümde en çok beğendiğim sahneydi.
Çok güzeldi... içime işledi...
Sonra Demir’in gelmesi, yağmurun altında kısa da olsa sohbet etmeleri çok güzeldi…
Defne ve Kerim sahnelerinin hepsi çok güzeldi...
Çok tatlılar… Bakışları, hareketleri ve konuşmaları çok içten…
Asi’nin olanları öğrenip hesap sormaya gittiği sahnede kitlendim...
Sonra çitleri yıkması Demir’in sinirli bir şekilde çiftliğe hesap sormaya gittiği sahne çok heyecanlıydı...
Asi’nin çitleri kendisinin yıktığını söylediği an Demir’in bakışları, Asi’nin hareketleri sahneyi daha da güzel kıldı...
Artık Demir Asi’nin kimin kızı olduğunu biliyor... Asi de Demir’i azıcık düşman bildi bakalım şimdi ne olacak...
Asi cuma günümün vazgeçilmezi oldu...
pink-k(c) / 3 Kasım 2007
 
Cemal Ağa’yı anlamak mümkün değil... Damadından nefret ediyor… onun başarılı olmasını istemiyor... sanki kendisine muhtaç olmasını istiyor gibi. Süheyla’nın bebeğini doğurduğu sahneyi görünce Asi’den çok acaba bu bebek Aslan olabilir mi diye düşündüm ben...
Zeynep.s / 3 Kasım 2007
funda
 
 
Asi’nin asiliğini görmek çok hoşuma gitti... Hele at üzerinde harikaydı... Demir’in Asi’ye bakışları, onu görünce gülümsemesi, Asi derken iki kez ağzından ASİ çıkması süper.
En çok beğendiğim sahnelerden bir tanesi de; Defne “otelden ayrılmışlar” dediğinde Asi’nin “İkisi mi gitmişler?” demesi ve evet yanıtını alınca yüzünün bozulmasıydı... Tuba bunu süper aktardı bizlere.
En güzel repliklerden birisi de Asi’nin "Ben onunla baş etmesini bilirim" demesiydi... İşte dedim budur... Sanırım bundan sonra Demir’in düşüncelerinde değişiklikler olacak. Yine intikam peşinde olacak ama Asi’yle yakınlaştıkça intikamın yerini aşk alacak.
ihlamurdelisi / 3 Kasım 2007
 
Asi’nin ayağı takılıp düşüyordu ama Demir tuttu… orda birbirlerine olan bakışları süperdi... nasıl da içten baktılar ama biraz hüzün biraz aşk vardı.
mss.ecem / 3 Kasım 2007
 
Dizi beni sardı, tahminimden de iyi gidiyor senaryo. En azından cevabını bilmediğimiz sorular ince bir kurguyla işlenmiş.
Aslında gerçekten hazin bir öykü. Demir’in annesini kaybetmesiyle ilgili yorumlarda biraz empati yapılabilse daha iyi anlaşılabileceğine inanıyorum. Süheyla ile İhsan’ın arasındaki bağın ve Süheyla’nın çocuğuna ne olduğu en çok merak ettiklerimden.
nisailayda / 3 Kasım 2007
funda
 
 
Kerim ve Defne ilişkisi çok sakin… Ben de bu tip ilişkileri sevmediğimden çok tuttuğum bir ilişki değil ama çok naif çok şekerler; Allah mesut bahtiyar etsin ne diyeyim.
Dizide inanılmaz ayrıntı var...  Cemal Ağa ve İhsan ilişkisi, Demir’in annesi ve İhsan ilişkisi, teyze meselesi... hepsini kaz, altından neler çıkar… Cemal Ağa’nın damadıyla bir alıp veremediği var bu son yaptığından da belli. Sayesinde Asi Demir'i yanlış tanımaya başladı. Ortada kızı olduğu halde neden damadıyla uğraşıyor neden onu ona muhtaç görmek istiyor merak ettim doğrusu.
Neriman Hanım’ın Defne’yi kaçırma planı harikaydı. Bu kadın çok curcunacı ama çok sevimli.
Demir'e gelirsem, ben bu çocuğu çok sevdim. Gazetedeki resmi de fırtınadaki resmiydi keşke başka bir resim çektirselerdi (gerçi o da hoştu). Demir intikam için ağlarını örmeye kendini göstererek İhsan Bey’i yıpratmaya başladı. Önce tamamen kalmaya karar verdiler sonra evi aldı sonra çit çekmeye başlayınca bir dur diyen oldu. Asi nasıl yıktı hala anlayamadım. Yağmur altındaki sahne, nehir kenarındaki düşerken tutması, sonra çarşıda ona o güzel bakışlarıyla etkilenmiş haliyle izlemesi. Bu çocuğu Asi açığa çıkaracak, onun sevecen tarafını Asi keşfedecek zaten keşfetmeden vuruldu.
Asi'nin yağmur duası çok hoştu… Demir’den kaçmak istemesi ama gördüğü andaki kitlenişi… Demir'in (tüm soğukluğuna rağmen) üstüne gittiğinde kaçışı...
sinem* / 3 Kasım 2007
 
Bence dizinin en harika ve duygusal sahnesi yağmur sahnesiydi. Demir’in olduğu her sahnede ağzım kulaklarımda izliyorum. Hele ki annesi hakkında konuştuğu sahneler beni acayip duygusallaştırıyor.
erkay / 3 Kasım 2007
 
Bu dizide şunu seviyorum; hiç boş sahne yok… aniden başka bir sahneye geçiyor, güzel oluyor...
zerone / 3 Kasım 2007
duygu88
 
 
Bu Süheyla Hanım’ın hamilelik meselesine değindiler bu bölümde. Kocasıyla bebek doğduktan (doğamadıktan) sonra tanışmışlar. O zaman o bebeğin babası Hatay’dan biri ki muhtemelen İhsan…
Çocuk ya gerçekten öldü
Ya da öldü gösterdiler ve yaşıyor...
Defne olamayacağına göre (Zeki Müren konserinde Defne’ye hamileydim demişti annesi), Asi olabilir mi acaba o çocuk?
Muhtemelen Süheyla’nın kocasının son arzusunu yerine getirmek için o taraflara gelecekler, o zaman bu konu daha bir aydınlığa kavuşur herhalde.
Bu arada, yağmur sahnesine bayıldım... Asi’nin duası çok güzeldi, ardından Demir’le konuşmaları falan… Demir’in Asi’yi ofis in camından görüp gülümsemesi çok güzeldi. Ne kadar sert görünse de Asi’ye karşı bir şeyler hissetmeye başlıyor o da. Gerçi şimdi Asi’nin Kozcuoğlularından olduğunu öğrendi, neler olacak acaba?
Dedeye sinir oldum, (Tuncel Kurtiz harikaydı), tam işler yoluna giriyor, mahsul düzeldi derken işlerini yeniden batırdı, üstelik Asi bunu Demir’in yaptığını zannediyor bir de…
Ayrıca, İhsan "babam söyledi onları ben kovdurdum" dedi, Demir’in ailesi için. Acaba gerçekten çizmeli olan adam İhsan mıydı ki, gerçi suç ne olursa olsun onları kovdurtan babasıydı ama... Demir bunu anlayana kadar iş işten geçmez umarım...
Defne’yle Kerim de çok tatlılardı, beraber yıldızları seyrettikleri sahne çok güzeldi...
gzd_gzd / 3 Kasım 2007
 
Yorumlara bakınca ben farklı bir dizi mi izliyorum acaba diyorum, herkes bayılmış filan. Tamam konu güzel, oyunculuklar iyi filan ama absürt şeyler de fazla bu dizide. Mesela atın üstünde sürü otlatan hiç duymamıştım… Ayrıca Asi veteriner diye çobanlık da mı yapmalı yani! Bu çiftlikte birçok çalışan var da (ilaçlama da vardı en azından), sürüyü çıkaracak Asi ve Sevinç’ten (o da ziraat mühendisi ) başkası yok mu? Asi’yi çiftlik işleriyle uğraştıralım derken abartmışlar bence. Asi nerdeyse babasından daha iyi çiftçi olmuş. O yağmur duası ve hemen ardından yağmur yağmasını da enstantane olsun diye koymuşlar herhalde… Asi o çiti nasıl yıktı ve hangi arada yıktı merak ettim doğrusu. Keşke o sahnede hızlı geçiş kurbanı olmasa da bize gösterilseydi.
modest2000 / 3 Kasım 2007
funda
 
 
Yağmur duası sahnesinde yağmurun hemen yağmasıyla masalsı bir hava vermişler, amaç buydu. Bence çok çok hoştu...
RODYA / 3 Kasım 2007
 
Biz bu sene başlayan çok efsane gördük... efsane demek için çok erken, hem de çok. Ne ilk bölüm nede tekrar beklenen reytingi aldı. Bu bölümde iyi oran alamazsa, olacak olur; ilk olarak gün değişir... sonra down.
Yeni sunduğu hiç bir haltı yok. Bir parça Tuba hayranları bakar... bir parça Murat’ın. Hele aşk yoktur inanmam teranelerine ne demeli. Ben bunu bir yerde gördüm… çıkaramadım. Acep nerede?
sondakika / 3 Kasım 2007
 
Kendi görüşümce efsane olacak...
Çok yeni, çok özgün devrim yaratacak şeyler olması gerekmez. Çok güzel, masalsı bir havası var. Kullanılan temalar evrensel, her zaman kullanılan ve kullanılacak ve insanları her zaman etkileyen temalar.
Reytinglere gelince; ilk bölüm 7 reyting aldı, tekrarı 5’e yakın
RODYA / 3 Kasım 2007
 
Bu bölümü de çok beğendim. Umarım reytingler de biraz olsa düzelir. Ailemde çoğu kişi Demir'in soğuk biri olduğunu düşünüyor. Bence tam tersi… çok sevecen, sevmesini bilen biri! Ama bunu kolay gösteremiyor, yaşadıklarından dolayı biraz içine kapanık.
Hele bir aşkı tam olarak başlasın, o zaman eminim sonuna kadar bütün yüreği ile sevecektir.
Yağmur sahnesi muhteşemdi. Bittim resmen... çok romantik ve değişik geldi bana.
Fark da bu işte... Asi dizisi farklı.
*Rüya* / 3 Kasım 2007
funda
 
 
Okurumuz, Gülsen Acar'dan televizyon eksenli ama sinema dahil şov dünyasının tüm unsurlarına yönelik çok nitelikli bir eleştiri mesajı geldi. Antalya Film Festivali'nde izlediğim bazı filmlerle ilgili düşüncelerimi "halkın da paylaşması" açısından önemliydi. Paylaşayım istedim: Halktan, ülke gerçeklerinden ne kadar koparlarsa o kadar pohpohlanıyorlar işte. Fatih Akın, "Kirli Türk"ü yücelten filmleriyle ödül almaya devam ediyor. Kameraya bön bön bakmak, ağzı açık dolaşmak konusuna gelince... Dizilerde fenalık geliyor boş geçen dakikalardan, yönetmenlerin de senaristlerin de bunu bir marifet saymasından... "Kahramanlar" sustukça konu havada kalıyor, hikaye üremiyor, bir dakikada çözülebilecek hadise üç sıkıcı bölüme mal oluyor. Dün gece "Asi" dizisini izledim, asıl kız bir bölüm ağzını açıp da teşekkür edemedi kendini kurtaran adama, öylece baktı hep. Oralarda en çok görülen bir Jaguar'mış gibi arabasıyla kimseleri "kıllandırmadan" gezebilen asıl oğlan soğuk donuk, havadan nem kapan, sudan sebepten bozulan, kıllanıp duran adam rolünü maşallah şahane oynadı. Eh, yılların Çetin Tekindor'u bile konuşmadan her şeyi anlayıp, anlatabildiğine göre, bize bu dili boşuna vermişler. Madem bu kadar başarılıyız suskun iletişimde, niçin bu kadar gürültülü her yer, anlamadım gitti... Sabah/yüksel Aytuğ
...işte budur: tek kelime ile özetlemiş, dizinin birinci bölümü, pardon fragmanından beri eleştirdiğim konulara değinmiş çok rahatladım ya... Böyle düşünen tek ben değilmişim. Adam daha ileri gitmiş, geçenlerde yazdığım bön bön bakışları kullanmış... teşekkür ederiz. Hep böyle yazılar bekleriz.
Boşuna Murat Yıldırım’a da kıl olmadım zaten.
matraka / 3 Kasım 2007
funda
 
 
Yüksel Aytuğ’un yazısını tek tek ele almak istiyorum:
"Dizilerde fenalık geliyor boş geçen dakikalardan, yönetmenlerin de senaristlerin de bunu bir marifet saymasından... "Kahramanlar" sustukça konu havada kalıyor, hikaye üremiyor, bir dakikada çözülebilecek hadise üç sıkıcı bölüme mal oluyor."
Yüksel Aytuğ’un bu yazısında belirttiği yukardaki paragraf sadece bu diziye mal edilemez, hemen her dizide senaristler bunu yapıyor.
"Dün gece "Asi" dizisini izledim, asıl kız bir bölüm ağzını açıp da teşekkür edemedi kendini kurtaran adama, öylece baktı hep. "
Evet, Asi ancak ikinci bölümde teşekkür edebildi, kız bu zamana kadar toprağından ve ailesinden başka hiç bir şeyle ilgilenmedi, birdenbire bir erkek hayatını kurtardı ve kızımız bu çocuktan hoşlandı, içinde beliren bu yabancı duygudan ürktü, şaşırdı, kaçmayı denedi ama bir yandan da onu görmek için can atıyordu. Bu duygularla boğuşan Asi’nin bu karmaşık duyguları davranışlarına yansıdı. Bu o kadar da anlaşılmayacak, saçma bir şey değil bence. Herkes içinde beliren yeni duygulara başka türlü alışır, başka türlü tepki verir sonuçta.
"Oralarda en çok görülen bir Jaguar'mış gibi arabasıyla kimseleri "kıllandırmadan" gezebilen asıl oğlan soğuk donuk, havadan nem kapan, sudan sebepten bozulan, kıllanıp duran adam rolünü maşallah şahane oynadı."
Demir’in rolünü sevdiğimi söyleyemem, intikam hırsıyla ortalıklarda dolasan insanlara karşı hiç bir zaman sempati duymadım ve duymam da. Demir’in oynaması gereken rol bu, zengin, bu zenginliğiyle her şeyi eline geçirebileceğini düşünen, intikam almaktan başka bir şey düşünmeyen bir adam rolünde Demir. Demir’in intikam hırsını tasvip etmememe rağmen sebepleri sudan sebepler değil kesinlikle ve bence rolünü güzel oynadı.
"Eh, yılların Çetin Tekindor'u bile konuşmadan her şeyi anlayıp, anlatabildiğine göre, bize bu dili boşuna vermişler. Madem bu kadar başarılıyız suskun iletişimde, niçin bu kadar gürültülü her yer, anlamadım gitti..."
Yazının bu kısmına kesinlikle katılamayacağım çünkü Çetin Tekindor gerekli olduğu yerde gerekeni söyledi bence ve gözleri sözlerinden çok daha etkiliydi, bu dizide hem oyunculuğunu, hem karakterini en çok beğendiğim kişi.
Son olarak ben Yüksel Aytuğ’un eleştirilerine sadece kısmen katılıyorum, diziyi beğendim, hataları var tabii ama konusu da, bu konunun işlenişi de gerçekten güzel, kaliteli bir dizi olmuş bence, tabii bunlar benim görüşlerim.
fatma-1721  / 3 Kasım 2007
funda
 
 
Ben dünkü bölümü çok beğenmedim bazı sahneleri bana çok saçma geldi. Asi'nin yağmur duasına çıkması duasını bitirir bitirmez yağmur yağması falan çok saçmaydı.
Delfin23 / 3 Kasım 2007
 
Ben bu tip şeylere kesinlikle inanmam ama saçma bir sahne olduğunu söylersek eğer halkımızın büyük bir çoğunluğunu, hatta iktidarı dahi saçma olarak nitelemiş olmaz mıyız acaba? Ülkemizde yağmur duasına çıkan birçok insan var, yanlış hatırlamıyorsam Ankara Müftülüğü başkentin 750 camiinde yağmur duası yapmıştı... Saçma bir sahne değildi, ülkemiz insanlarının (hatta sırf bizim ülkemizde değil, başka ülkelerde de başvuruluyor yağmur duasına). Özellikle çiftçilerin bu sorunla karşılaştıklarında başvurdukları bir yöntemdir bu.
Bir de Asiye ve Defne… Bu iki kardeşin birlikte oynadığı sahnelere bayılıyorum, birbirinden farklı ama temiz ve iyi kalpli, ikisi de ailelerine ve birbirine bağlı, içlerinde yeni yeni kıpırdamaya başlayan aşk duygularını birbirlerine anlatmaya çalışırken ki halleri, Defne’nin içtenliği, Asiye’nin çekingenliği ve konuyu değiştirmeye çalışması gerçekten güzel sahnelerdi. Bu iki kardeşin aşk acılarını, sevinçlerini birbirleriyle paylaşacakları sahnelerini izlemek benim için çok keyifli olacak.
fatma-1721 / 3 Kasım 2007
 
Ihlamursever birisi olduğum için eskiye takılıp kaldım. Asi’nin gelecek bölüm fragmanını merak etmeden bir hafta geçirdim. Sırf Tuba’yı görmek için diziyi izledim ama dün akşamki bölümü sevdim.
Canımı sıkan Demir’in intikamdan başka hiçbir şeyle ilgilenmeyişi… Gerçi geçmişte yaşadıkları gözünü karartmış olsa gerek bilmiyorum...
Defne ile Kerim’in aşkı birbirlerine bakışları konuşmaları çok hoşuma gitti... hatta onları biraz daha fazla göstersinler.
Sudemnaz / 3 Kasım 2007
 
Uçaklı sahnede Asi o kadar güzeldi ki, nasıl da gülümsedi... Babasının mutluluğu onun mutluluğu... Mahsuller kurtulacak diye çok da çırpınmıştı. Babasına düşkün olduğu her halinden belli. Eee ne de olsa babasının kızı. Dizide Asi’yi babasına benzetmeleri çok ama çok hoşuma gitti. Ihlamurlar Altında’dayken de babasına çok düşkündü. Dünkü bölümde asiliğini gösterdi sonunda ve sinirliyken bile çok tatlıydı...
İhsan’la Cemal Ağa ilişkileri çok ama çok sürtüşmeli geçiyor... ben de nedenini anlayamadım ama Cemal Ağa her şeye karışıyor. İhsan Ağa’nın toprağına sonra durumlarının kötüye gittiği hakkında ipe sapa sığmayan şeyler soyluyor, çok sinir bozucu. Geçen bölümde ki yemekte de yemeği zehir etti, farkındaysanız insanlar bir yemek yiyemediler. Cemal Ağa içindekileri söylemek için davet etmiş sanki... laf yarışı yaptı ama İhsan Ağa’da altta kalmadı. Cemal Ağa’ya göre. Neyse… Her şeyi parayla değerlendiren bir adam.
mms.ecem  3 Kasım 2007
puppetteers/11.09.09
 
 
Ben bu bölüm Neriman'ı da sevimli buldum. Aile fertlerinin tümü iyi niyetli görünüyor...
Sadece büyükbaba sorun. Ama ne sorun! Yaptığı affedilir gibi değil. Demir en azından kartları açık oynayacak gibi duruyor ama o arkadan iş çeviriyor. Düşmanımın düşmanı dostumdur diye düşünen tehlikeli bir karakter. Çiftliği satma niyeti yokken Demir'in kimin oğlu olduğunu öğrendiği an sattı . Zoru damadıyla. Onun da sanıyorum geçmişte İhsan’ın babasıyla bir iktidar çekişmesi olabilir. Damadının kucağına düşmesi için elinden geleni ardına koymayacak sinsi bir karakter.
İhsan'da Demir'e karşı şimdilik bir düşmanlık sezmedim. Adam sadece doğal olarak tedirgin. Ayrıca kim her daim karşısında ona geçmişi hatırlatan ve vicdanını sızlatan birini görmek ister.
Demir'in çiftliğe gidip çitler konusunda hesap soruş şeklini de çok beğendim. Efelenmeden dayılanmadan...
Ben kendi adıma bu bölüm Murat'ın oyunculuğunu beğendim. Kahverengi ve derin gözler her daim içimi ısıtmıştır. Bu çocuk bakmayı biliyor... Eee Tuğba da öyle... Bu kış yüreklerimiz ısınacak...
Ağustos Böcüğü / 3 Kasım 2007
 
Asi’de tabi ki de etkilenme var. Bakışlarına dikkat ettiysen çok içten ve sıcak bakıyordu ama biraz da tedirgin. Demir’in hali ona biraz tuhaf geldi. İlk başta sudan çıkardı ve onu kurtardı sonra arabada onu oldukça tersledi ve bunun sebebi de annesi suda boğulduğu için. Asi’ye onca laf söyledikten sonra teşekkür etme fırsatı yakalayamamış olabilir… çok doğal bu bence. Bu bölümde özellikle Demir Asi’ye çok güzel baktı her fırsatta. Asi’yi camdan gördü ve Asi’yi gülümserken gördüğünde o da gülümsedi... Yani bir şeyler var bu bunu gösteriyor bence.
Asi’de Demir’le karşılaşmamak için elinden geleni yaptı. O düşme sahnesinde onu tutuşu, oradaki akışlar çok güzeldi. Donup kaldılar… Defne’ye de kaçamak cevaplar verdi. Mesela Defne Kerim’e bir şey vermeye gittiğinde Asi arabada kaldı... Sırf Demir’le karşılaşmamak için. Bunun sebepleri de etkilenmiş olması bence.
mms.ecem  / 3 Kasım 2007
 
Asi-Demir zor ama güzel bir ikili olacak bence de, tabii Demir biraz ehlileşince...
fatma-1721 / 3 Kasım 2007
 
Dedeye inanılmaz derecede sinir oldum. Damadını düşünmüyorsun, kızını düşünmüyorsun çok sevdiğin torunlarının hatırına insan böyle bir şey yapmaz. Torunlarının rızkıyla oynadı.
Damadı, torunları inanılmaz derece sıkıntıda sen git gösteriş, nispet yapar gibi son model bir araba al. Defne'nin yerinde olsam dedemle gitmezdim şahsen...
İhsan Ağa’yla ne alıp veremediği var anlamadım. İnsanların kendisine muhtaç duruma düşmesinden büyük haz alıyor sanırım. Bu dizideki dedeler dede değil.
Enişte Süheyla’ya seni Adana'da elinde Demir, kucağında Melek'le görünce diye konuşmuştu. Karnında çocuğa ne oldu görmedin mi diye merak etmiştim. Meğerse çocuk doğmuş. Antakya'da kalmış. Bence bu çocuk erkek Aslan’ın olabilme ihtimali var. Yada başka bir çocuk ortalara çıkacak.
Melek'in ve Süheyla'nın Demir 'in gönderdiği resmi ilk defa görmesi, duygulandığım sahne.
Yağmur sahnesi hoştu. Tuba'ya o sahnede bayıldım. Herkes bu kadar çabuk yağmur yağar mı diyor ama Asi'nin orda ne kadar süre kaldığını bilmiyoruz belki kız üç saattir dua ediyordur.
Asi ve Demir'in sahnelerini çok beğendim. Gerek Asi nehri kıyısında gerekse at üzerindeki sahneler hoştu... İkisi de artık birbirine karşı boş değil…Ateşi bacayı yavaş yavaş sarıyor... benim / 3 Kasım 2007
funda
 
 
Dün akşam ki bölümü çok beğendim ben. Bu şehir bu kadar güzel bir şehir miydi diye düşünmeden edemiyorum. Görüntüler mekanlar tarlalar harika.
Oyunculuklarsa muhteşem. Özellikle Çetin Tekindor ve Murat Yıldırım muhteşem oynuyorlar. Çetin Bey zaten yılların oyuncusu bir duayen diyebiliriz. Beni asıl şaşırtan Murat Yıldırım'ın performansı oldu. Gözlerindeki o nemi koruyarak oynadığı her sahnede hayran kaldım kendisine.
Dün bölümle ilgi yorumum da; diyorduk ya ‘aşk, gurur, önyargı ve yanlış anlamalar’ diye.
İşte yanlış anlamalar başladı bile;
Asi, Demir'in mahsulleri de satın aldığını düşünüyor ve kendi mahsullerini satmalarına Demir'in engel olduğuna inanıyor. İşte önyargılar başladı. Asi 'ye göre Demir paradan başka bir şey düşünmeyen biri oluverdi bir anda.
Bu arada Asi'nin dedesi ile İhsan arasında ki bu sürtüşmeyi anlayamadım bir türlü. Acaba sebebi Süheyla mı diye düşünüyorum.
magicalrose / 3 Kasım 2007
 
Asıl soru Demir’in teyzesinin çocuğu nerde değil çocuğun babası kimdi? Bu daha önemli bence kadının çocuğunu doğurtup elinden almışlar demek ki bebek önemli birinden. Evli bir adamdan ya da tecavüzden meydana gelen bir bebek olabilir. Belki de şimdiki muzur dededir bebeğin sahibi. İhsanlarda korumak amaçlı çocuğu alıp bakıp büyütmüş olabilirler. Çok mu uçtum?
GULEYAZ76 / 3 Kasım 2007
 
Yağmur sahnesi rüyadır kesin dedim Asi bu kadar konuşmuş olamaz diye düşünmüştüm ama gerçekmiş...
Evet bir şey var ama tecavüz değil galiba... İhsan olabilir mi bebeğin babası? İhsanın babası öğrenmiştir bu olay üzerine çiftlikten atmıştır Demirin annesini… ama niye intihar etti? Orası da muamma… Teyzesi intihar ederdi o zaman
Çanakkale83 / 3 Kasım 2007
 
Bence de tecavüz olayı yoktur ama gizli bir aşk yaşadıkları belli. İhsan’ın babası aralarında bir şey olduğunu öğrenir bu yüzden çiftlikten atmasını söyleyebilir. Demir’in annesiyle ilgili değil Süheyla yüzünden atılmış olabilirler çiftlikten. Ama orda başka bir suçlama daha vardı diye hatırlıyorum… hırsızlık herhalde. Daha çözümlenmesi gereken çok soru var. İntihar etme sebebi sadece çiftlikten kovulması yüzünden olduğunu zannetmiyorum. Çok basit bir neden olur bence… gururuna yedirememiş olabilir ama bu yüzden intihar edilmez.
mss.ecem / 3 Kasım 2007
 
Dizi sanki Tuba Büyüküstün üzerinde dönüyor. Giydiği kıyafetler, saçı, makyajı hep diğerlerinden daha farklı ve de daha belirgin. Özenle davranılıyor. Bu ayrıcalığın nedeni başrolde oynaması olabilir ama yine de bu kadar hissettirmeleri saçma.
Figan / 3 Kasım 2007
 
Başrolde olduğu için dizi onun etrafında dönüyor olabilir. Asi diğer kardeşlerinden farklı olduğu için bunu o şekilde yansıtmışlar gerek kıyafeti gerek davranışları olsun babasının kızı… yani babasına benzetmeye çalışmışlar.
mms.ecem / 3 Kasım 2007
 
Süheyla'nın çocuğu kim bilmiyorum ama bence İhsan'ın babası Yusuf Ağa'dan çocuk. Çünkü İhsan Ökkeş'e babamın tek günahı bu, cezasını da ben çekiyorum gibi bir şey dedi. Bu nedenle bence Yusuf Ağa (İhsan’ın babası), Süheyla'ya tecavüz etmiş olabilir. Daha sonra da bebeği alıp, çiftlikten kovdular onları. Bu nedenle çocuk hala çiftlikte.
Bebeğin Asi ya da Demir olduğunu düşünmüyorum, Defne de değildir. Aslan olabilir belki. Belki daha sonra Ökkeş'e para vermiştir İhsan ve Aslan'a bak demiştir. Aslan'ın haberi yoktur?
nivea / 3 Kasım 2007