dizifilm/ Asi Bölüm Yorumları
 
funda
 
 
Ne kadar akıcı ne kadar heyecanlı bir bölümdü, ailecek beğendik. Asi'nin her şeyi öğrendiği sahne mükemmeldi daha fazla uzatılmadı. Kenan'ın morarması daha da süperdi
‘geri dönüşler’ her şeyden güzeldi bayıldım. Sonunda hayal etme olayına girebildik sıra Demir'de, bakalım Asi'nin evet demediğini nasıl öğrenecek. Biraz da o morarsın ve Asi'yi dinleme ihtiyacı hissetsin bundan sonra. Bölümün en güzel yanlarından biri de da Asi'nin ilk kez "Aşk" kelimesini ağzına alışıydı. Evlilik için aşkın olması gerektiğine inanıyor, ne güzel
Neslihan17 / 26 Ocak 2008
 
Bu bölümde bana göre Asi'nin Demir'e karşı duygusal anlamda bir şeyler hissettiği bariz bir biçimde belli oldu. Keza Demir'in de (ama yani Demir bu konuda Asi'den bile inat. Kerim bile anladı ama o hala inkar etti, en sonunda Kerim de pes etti)
Hele Asi'nin annesine Kenan'la niçin evlenmek istemediğini açıklarken ki ettiği "anne, ben ona aşık değilim" lafı çok manidar bir laftı. Yani aşığım ama ona değil başkasına manasında… biraz da iyiye yoralım canım!
cave77 / 26 Ocak 2008
 
Bilinmesi gerekenler özellikle Kenan'ın sahtekarlığı gözler önüne serildi. Bu mükemmel. Asi mükemmeldi, kendisinden beklenileni yaptı evet diyecek diye düşünenler ters köşe olmaktan çok memnundurlar. Demir yanlış anladı ama uzun sürmez. Asi'yi dinleyip konuşmadan çabuk hüküm vermekten bakalım ne zaman vazgeçecek. Asi yaptıkları için teşekkür eder, özür diler Demir de keza aynı şekilde haksızlık ettiği için özür diler ödeşirler.
sude9 / 26 Ocak 2008
 
Bizim saf sandığımız Neriman aslında o kadar da saf değilmiş.
İhsan'ın evlenirken kendisini sevmediğini ne kadar da rahat söyledi.
Yani İhsan'dan evlenmeden hamile kalırken, İhsan'ın kendisini sevmediğinin farkındaymış.
Herhalde, "hele bir evlenelim, zamanla sever" demiş.
Alexia / 26 Ocak 2008
 
Ben Neriman’ı her şeye rağmen seviyorum. Kızını en azından istemediği bir şeye zorlamadı Asi’nin arkasından planlar kurmadı.
sinem* / 26 Ocak 2008
 
Neriman ne zamandan beri saf oldu ki şimdi olsun. Saf gibi görünmeyi iyi beceriyor. Yaptığı şeylerin üzerine bunu kılıf olarak kullanmayı iyi biliyor.
Süheyla kafasını karıştırmış durumda karıştırması da normal ama hiç değilse İhsan kurtulduğu için bir şeyler söyleseydi. Kuşku duyması doğal ama bunca senedir evlisin bu adamla, çocuklarınızı yetiştirmişsiniz. Oldukça zor zamanlar geçirmekte. Ailesine özgürlüğüne kavuştuğuna sevinen biri var onun sevincini de boğazına diziverdi. İnsaf be kadın!
sude9 / 26 Ocak 2008
 
Bence orada çok haklıydı. Geçmişte ne olmuşsa, Süheyla o topraklara geri döndüğünde İhsan Bey her şeyi tüm çıplaklığıyla Neriman’a anlatmalıydı. Bu konuda çok geç kaldı.
Fatma-1721 / 26 Ocak 2008
 
Neriman'ın bilmediği parça parça duyduğu şeyler yüzünden kafasının karışması moralinin bozuk olması doğal, olmasaydı tuhaf olurdu. Ama sadece kuşkuları var. Daha net olan bir şey yok. Olup biteni bilmiyor. Şimdi bu kuşkular yüzünden bunca senedir evli olduğu adam, üstelik zor zamanlar geçirmiş. Dediğim gibi ailesine özgürlüğüne kavuşmuş. Hiç değilse geçmiş olsun ‘hoş geldin’ der insan ya. Ziyarete gittiğinde de kuşku duymaktaydı mesafeliydi ama yine de halini hatırını sordu adamın. Aynı şeyi yine yapabilirdi, mesafeli dursun işin peşini bırakmasın ama İhsan'a ilk söyleyeceği söz yorgunum dinleneceğim olmasaydı. Bunca senenin hiç mi hatırı yok. Bilmiyorum çok gaddar geldi bana Neriman o sahnede.
sude9 / 26 Ocak 2008
 
Demir'in kırgınlığı;
Başta yanlış anlama gibi görünse de Asi'nin verdiği ortalı cevabı göz önünde bulundurursak eğer, ben Demir'i bu konuda haksız görmüyorum. Asi belki evet demedi ama tam anlamıyla hayır da demedi. Neriman’ın, kefaleti ödeyene kadar Kenan'ı hoş tutma planlarına, Asi de bu tavrıyla küçük de olsa destek vermiş oldu bence. Zaten kendisi de bunu, babasıyla yaptığı konuşmada kabul etti. Yani Demir'in bahsettiği gibi kesin çizgilerle olmasa da Asi, Demir'in beklemesi ve kendisine güvenmesi konusunda ki beklentilerini göz ardı etmiş oldu.
Kenan'dan kurtuluş;
Kenan karakter itibariyle uzak durulması gerekilen bir tip. Olduğundan farklı görünmek, insanların gözüne girebilmek için haddinden fazla samimi bir profil çizmek, bunaltacak derecede ısrarcılık, sevgiyi satın alınabilecek bir eşya konumuna sokmak ve başkalarının iyiliklerini sahiplenmek. Sanırım Kenan'ın karakteristik analizini tam anlamıyla yansıtmışımdır.
"En büyük iyilik, gizli yapılandır." Eminim bu cümle birçok arkadaşıma çok şey ifade etti. Ama Kenan bu cümlenin anlamını bilecek kadar yüce bir ruha sahip değil. Zaten bu bölümde de kendine yüklediği bu haksız iyilik meleği misyonunu sahibine istemese de teslim etmek zorunda kaldı. Bu durumun açıklığa kavuşması, büyük ölçüde Kenan dan kurtuluş yolumuzu da açmış oldu.
Süheyla'nın çocuğu;
Süheyla'nın çocuğunu alan kişi olarak oklar, bugün ki gelişmeden sonra İhsan Bey'i gösteriyor. Ama ben bu düşüncede değilim. İhsan Bey gibi sevgiyi ve adaleti savunan birinin böyle bir kumpas içine girebileceğini zannetmiyorum. Büyük ihtimalle bu olayın sorumlusu başka birisi. İhsan Bey'in yakınında ama ondan böyle bir sırrı saklayabilecek kadar ona uzak biri. Benim tahminimce bu kişi, bir işçiden çocuk sahibi olmasını, bulundukları mevkiye yakıştıramayan İhsan Bey'in babasının, yönlendirdiği Ökkeş.
Kara İnci / 26 Ocak 2008
 
Asi’nin davranışları: bence yerindeydi Asi bu bölümde o kadar çok duygu barındırıyordu ki aklında yüreğinde nasıl hareket edeceğini bilemedi. Bir yanda yeni yeni bir şeyler hissetmeye başladığı Demir ve ‘bekle beni’ sözü… diğer yanda Demir’in 10 günlük iş seyahatine gittiği haberi. Sonra Kenan’ın teklifi sıkıştırmaları Asi’nin babasına düşkünlüğü bir an önce kurtarmak istemesi. Kenan’ın çok şey yaptım pozisyonuna geçmesi. Asi’nin bu yüzden mahçup minnettar olması. Her şey karman çormandı. Asi’nin kafasında ve bu kadar karışıklıktan bir çözüm bulup babasını çıkarması lazımdı. İhsan yaşlı bir adam bir ayağı çukurda, bölümlerden birinde kalp krizi geçirirse hiç şaşmayın. Hangimiz Asi’nin yerinde olsak aklımızda babam çok yaşlı ya oradan kurtulamadan öldü haberini alırsak, babam buz gibi duvarların arasında bizden uzakta veda ederse bize diye düşünmeyiz ki. Asi bence haklı. Üstelik bu kadar şeyin içinde Kenan’a gene de HAYIR dedi. Suskunluğundan saçma sapan şeyler çıkardıysa bu Kenan’ın sorunu bence, hayırdan sonra gelen suskunluğun ne zaman olumlu yönde olduğu görülmüş ki.
GÜL GÜZELİ / 26 Ocak 2008
usayken
 
 
Bu bölüm benim beklentilerimi pek karşılamadı. Çok tutuk bir bölümdü. Çatışma sahnesi dışında hiçbir heyecan hiçbir gerilim yoktu. Ama en önemlisi bu bölüm aşk yoktu arkadaşlar.
DEMİR
Dünkü bölümde anladım ki dizide beni en çok bağlayan dizinin müptelası yapan faktör Demir’in o güzel bakışlarıymış. Onları göremeyince haliyle canım sıkıldı.
Demir’in yaptıkları hakikaten teşekkürle ödenecek gibi değil. Bir de üstüne Asi’den böyle büyük bir darbe gelince mahvoldu.
ASİ
Asi beni hayal kırıklığına uğrattı bu bölüm. Kenan’ı kesinlikle reddetmemesi hatta dolaylı olarak da olsa teklifini kabul etmiş olması beni en az Demir kadar şok etti.
İlk bölümlerden beri gözümüze gözümüze sokmaya çalıştıkları gururlu kız Asi imajını Allah’ın lüle kafası yüzünden 2 günde yıktılar. Ne diyeyim, yazıklar olsun!
ASLAN
Demirden sonra bu bölüm en çok takdir ettiğim ve sevdiğim karakter Aslan. Gerçekte nasıl biri olduğunu bize gösterdi. Demir’in yüzüne "karşı sana hiç kanım ısınmadı ama o ayrı bir mesele demesi" annesiyle olan diyaloğu onu kucaklayıp öpmesi gerçekten çok sıcak ve samimiydi. Yaptığı cesurlukta görmezden gelinecek gibi değildi. Helal olsun Aslan’a.
İHSAN
Bu bölüm İhsan Beyimizi pek ön planda tutmadılar ama hapisten çıkmasına çok sevindim. Tabi daha çok sevindiğim başka bir şey var ki o da Asi’yle İhsan Bey’in başlarına gelen bütün bu iyilikleri lüle kafanın değil Demir’in yaptığını öğrenmiş olmaları. Vallahi ne diyeyim Allah bir daha düşürmesin.
KERİM-DEFNE
Bu iki afacan Kerimle Defne bu bölüm beni öldürdü.
Defnenin Asi’yle lüle kafayı yalnız bırakmayıp üzümlü kek muhabbetine girmesi.
Kerimiz olayları şişirip şişirip millete anlatması ve özellikle de Kerim’in Demir’e “sen bütün bunları Asi için yapıyorsun” diyerek bazı gerçekleri yavaş yavaş fark etmesini sağladığı için bu bölüm favorilerimdendi.
CEMAL AĞA
Cemal Ağa artık baydı… gerçekten baydı. Fitne fesattan başka bir işe yaramayan bir karakter haline getirdiler onu. İhsan’ın çıkmasına üzülen Süheyla’nın çocuğunu bulmasını sürekli engelleyen berbat bir ihtiyar haline getirdiler onu. Yazık oldu.
SÜHEYLA
Süheyla’ya son bir iki bölümdür üzülüyordum aslında ama Kozcuoğlularına olan tutumunu hala tam olarak değiştirmemesi sinirimi bozuyor.
Asi’ye Demir’in on gün sonra geleceğini söylemesinin nedenini de tam olarak anlamadım ama iyi bir niyeti olmadığı çok açıktı.
NERİMAN
Bu bölümün en itici karakteri Neriman’dı herhalde. İhsana karşı tavırları o buz gibi suratı Kenan’ı kandırmaya çalışıp sonra tekmeyi basma hayali çok sinir bozucuydu. (tekme atma kısmı hariç) genel olarak memnuniyetsiz ve antipatik surat ifadesiyle bu bölümün en itici karakteriydi.
LEYLA
Hepimizin fark ettiği bir husus var ki o da Leyla’nın her an saldırmaya hazır bir yılan olduğu. Sanki her an Asi’yi sokup zehirleyecekmiş gibi bakıyor. Bu bölümde önceki bölümlerde olduğu gibi en fettan kadın sıralamasında başı çekiyor.
Veee son olarak Lüle Kafa… Kenan
Kenan’ı en sona bıraktım çünkü onunla doya doya dalga geçmek istiyorum hani şapa oturmak derler ya tıpkı öyle bir durumda şimdi.
Hele Asi’yi beklerken aynanın karşısında kendi kendine konuştuğu sahne yok mu, gülmekten öldüm o an. Ama Demir gelince o da havasını aldı tabii
Demir’in yaptığı bütün iyiliklerin üzerine konması cidden sinir bozucuydu Asi’yle İhsan Bey’in bunu öğrenmesi çok iyi oldu ama Asi neden Kenan’a tepki göstermedi anlayamadım yani sonuçta lüle kafa onu ayakta uyutuyordu.
Ve tatlı alıp eve geldiğinde parasına ihtiyaçları kalmadığını öğrenip mosmor olmasını izlemek belki de bölümün en keyifli dakikalarıydı.
nivea arkadaşımızın bu bölüm için söylediği tüyolar çıktı ve bölüm İhsan Bey’in "senden bir şey isteyeceğim" demesiyle de bitti.
İhsan Bey’le Asi, Demirlerin yanına geldiğinde İhsan Bey Demir’i öteye götürmeden önceki Asi bakışı süperdi. Resmen Asi’ye kilitlendim o ne güzel bakıştı öyle. Hep böyle baksa ya Demir’e. Demir kadar olamasa da bakışları çok güzeldi ama maalesef Demir’in o güzel bakışlarını bu bölüm göremedik.
merve_polat / 26 Ocak 2008
Demir avukata özellikle gizlilik konusunda uyarıda bulunulmuşken, neden şu aşamada gerçekleri söyledi. Söylemesi kötü olmadı tabi ama yine de garip bir durumdu.
Aslan’ın Sevinç’i kızdırma çabaları çok hoştu.
“Sen dur anne Sevinç kazağımı indir.”
“Cebimden telefonumu ver… Mesaj yazılacak Sayın Halep valisi.”
Çok sıcak sahnelerdi.
GULBEYAZ76 / 26 Ocak 2008
 
Demir teklif konusunda direk Asi’ye soruyordu ama direk fikir beyan etmiyordu.
Bana izin ver yardım edeyim, kendini feda mı edeceksin, hala benim tanıdığım gururlu kız mısın diyerek. Sınırdan geçmeden son kez Asi’yle konuşmak istemesi güzeldi açık açık teklifi kabul etme de dedi ama biz duyduk keçi duymadı. Kerim & Leyla ikilisinin konuşmasında sorun yokken, bizimkilere şebekeler bile izin vermedi… o kısım garipti.
Avukatın cebinden değil de emniyetten Demir’i araması da garipti.
Defne Kerim’e teşekküre gelince kapıda el ele konuşuyorlardı. Demir’in onları gülümseyerek izlemesi güzel bir ayrıntıydı. Kerim’in aldığı teşekküre bak Demir’in aldığına. Hem tebessüm hem hüzün vardı o sahnede. Demir’de Asi ile o şekilde olamamanın acısı vardı.
GULBEYAZ76 / 26 Ocak 2008
 
Demir’in “Beni beklemedin Asi” ve devamı sözlerinden sonra ben de bir karşı gelme ya da tokat sahnesi bekliyordum ama olmaması gayet normal.
Neden; çünkü Asi kendi ağzıyla kabul etmiş gibi oldum dedi. Tamam, ilk önce “Hayır” cevabını verdi (bu arada yüreğime sular serpildi) ama yine de babasının hapisten çıkması için olan son umudu elinden kaybetmek istemedi. Bu da Demir’in Asi’ye söylediği sözleri haklı çıkarıyor. Gel de üste çık şimdi Asi Hanım. Şimdi her şeyi öğrendi Mor ve ötesi Asi 14. bölümde nasıl 360 derece dönecek çok merak ediyorum.
“Sana bekle demiştim bana güvenmedin dahası en berbat yolu seçtin hem de hemen. Benim tanıdığım Asi satın alınamaz, mücadeleci, gururlu biriydi ama seni tanımamışım. Neyse boş ver daha fazla konuşmayayım. Söyleyeceklerimi anlayacağını zannetmiyorum. Başka yerlerde duruyoruz çünkü”
Vallahi Demir bu cümleleri söylerken benim içime oturdu. Asi kim bilir ne haldedir?
“Başka yerlerde duruyoruz çünkü.” içinde ne anlamlar var?
1 Sen tanıdığım Asi değilsin.
2 Artık sen evlenmek üzere olan bir gelinsin
3 Ben senin karşında dururken sen bana sırtını çevirdin beni görmedin.
Bu arada Demir’in Halep’ten döndükten sonra avukatla konuşurken kefaletin ödendiğini duyunca ki tepkisi harikaydı. Ben olsam o arabayı tekmele tekmele bitiremezdim.
Honeymoon / 26 Ocak 2008
iremdnz / 02.08.2009
 
   
AŞK olayları ince uzun, bir o kadar da meşakkatli bir yol çizer. Beklentiler itiraf bazında ise o kıvama gelmeye daha çok var. Biz bunu yaşadık biliyoruz.
“Sabır sabır ya sabır” demeyi öğrendik çünkü,
Belki de bize bunu zorla öğrettiler demek daha doğru olur. (Aşka aşıklar iyi bilirler bu durumu)
İhsan’ın bir takım gerçeklerin varması bu dizi için dönüm noktasıdır. Çünkü çok uzun zamandan bu yana güvenebileceği sırtını güvenle yaslayabileceği bir dost yoktu ortalıkta. Her yanı hasımlarıyla kaynıyordu. Yalnızdı, tek başınaydı. Ama artık tek başına değil bunu anladı. Artık kızları büyüdü ve talipleri yani damat adayları mevcut. Sorunlara el atmayı bilen becerikli damat adayları bunlar. Hele ki Demir. İhsan bu bölüm bunun farkına vardı.
Bazılarının aksine ben dün akşamki bölümü çok heyecanlı bir şekilde seyrettim. Bu heyecanı bir başka dizi için hissedeceğimi hiç ummazdım. Ama bu bir ihanet sayılmaz herhalde.
Demir 14. Bölümde Asi(ye) tutulması yaşayacak. Hem de en kuvvetlisinden.
tekstura / 26 Ocak 2008
 
ASİ kızımız bu bölümde biraz çaresizdi. Ne yapacağına tam karar veremeyen eli kolu bağlı bir haldeydi. Amacı babasını hapisten çıkartmak ama bunun yolu belli kefaletin ödenmesi. Ödeyecek olanda Kenan. Ama Kenan’ın şartı var. Demir Halep’e giderken Asi'ye gidiş sebebini ve nereye gittiğini söylemedi. Çünkü sonuçta eli boşta dönebilirdi. Ve sadece “beni bekle ben dönmeden bir şey yapma” dedi. Dedi ama Asi Demir’e ne kadar güvenebilir. Kızcağız iki arada kaldı. Kibarca Kenan'ı reddetmek mi? Yoksa sukut ikrardan gelir hesabı sessiz kalıp Kenan’a umut vermiş gibi görünüp Kenan'ın kefaleti ödemesini sağlamak mı? İkinci yol tabi ki Asi karakterine uygun bir davranış değil. Ama Asi Kenan’ı yumuşak bir üslupla reddetmesine rağmen Kenan bu üslubu biraz daha üstüne düşersem kabul edebilir, ben şu kefaleti yatırıp zorlayım edasıyla değiştirebileceğini düşündü.
Bu bölüm Kenan karakterinin seyirciyi sıkmamak adına, senaristler tarafından defterinin kibarca dürüldüğü bir bölümdü. Büyük bir süratle, kendisi ailenin babasını hapisten çıkartan avukatı tutan, kefaleti ödemeye hazır bir kahramandan iki yüzlü, menfaatçi, yalancı bir karaktere transfer edilerek bölüm sonunda "güle güle Kenan" modunda yollandı bana göre. Kenan'ın çiftlikte ayna ile konuşup hayaller kurduğu sahne pek hoştu. Güldürdü beni)
Bölümün en eksi karakteri Neriman hanımdı. Yani Neriman çok sığ geliyor bana. Kapıyı dinledikten sonra babasına sadece bana söyleyecek bir şeyin var mı demesi, üzerine gitmemesi büyük yanlış. Bu durumda kendi içinde yanlış sonuçlara varabilir. O kırgınlıkla hapisten çıkmış eşini o kadar sıradan karşıladı ki. Belli ki iç hesapları onu ruhen incitmiş. bu arada sayın senaristlerimiz ne olur Neriman’ı ev haliyle gösterin. Bir günde takmasın o inci küpelerini, giysin bir ev kıyafeti. Evet, bu arada Neriman'dan bir itirafta duyduk. İhsan'ın onunla evlenirken severek evlenmediğini. E tabi aşk İhsan ve Süheyla arasındaydı. Süheyla ve tüm ailesi çiftlikten kovularak İhsan'ın bu imkansız aşkı bertaraf edildi. Ve İhsan eminim ki babasının isteği ile Neriman'a yönlendirildi. Çok tipik ama hayatta hep olan şeyler.
İhsan, bu bölüm olaylar gereği çok fazla sahnede görünmese de her zaman olayların odak noktası konumunda. Yapılan her şey onun için iyi veya kötü. Kayınpederinin nefret ettiği damat. Kayınpeder hayatı boyunca sevmemiş damadını. Çünkü istediği gibi şekillendirememiş. Şimdi öğrendiği bir gerçekle bunu damadına koz olarak kullanmanın peşinde. İhsan aslında şu dönem çok darbe yiyecek konumda. Düşmanı çok.
Demir her ne kadar nefretle yoğrulsa da yaşadığı aşkında etkisi olmakla birlikte İhsan Bey’e saygı duyuyor. Bu bölümde onun için yaptıkları sadece Asi’yi sevindirmek adına değildi bence. Haksız bir şekilde suçlanan birine yardımcı olma gayreti de yoğundu. Dürüst bir çocuk, aynı zamanda cesur bir çocuk.
Süheyla bu bölüm etkin değildi ama Cemal Ağa’ya sıkı restini de çekti. İhsan için yeğenlerinin yaptığı fedakarlık eminim içten içe onu mutlu etmiştir her ne kadar onaylamamış görünse de.
Kerim ve Defne bu dizinin sorunsuz naif aşkı. Onların ilişkisinde aşk doğru orantıyla kuruldu ve öyle devam ediyor. Çok yakışıyorlar.
Asi ve Demir aşkı ise zor aşk. Başlangıç noktası nefret. Dönüşümü mücadeleli. Demir fena halde kırgın. Elbette affedecek de. Kızımıza biraz eziyet çektirecek. Yanlış anladı Asi'yi. E bu yanlış anlamalar olmasa nasıl devam eder diziler. Seyirciyi süründürerek gıdım gıdım enjekte edecekler doğal olarak.
Aslan’ın daha ağırlıklı bir karaktere dönüşmesini istiyorum sayın senaristler. Enteresan bir tipleme yaratmışsınız. Daha derinden tanıtın onu bize. Çok yetenekli bir çocuk. Sıkı bir karakter oyuncusu olacak eminim.
Sonuç olarak biraz durgunda olsa izlenesi bir bölümdü. Dediğim gibi "Kenan’ı uğurlama" bölümüydü. Artık yeni olaylara yelken açma zamanı.
jenn / 26 Ocak 2008
 
Süheyla’nın Asi’ye Demir 10 gün sonra gelecek demesindeki amaç neydi?
Asi’nin çaresizliğini tetikledi 10 gün bekleyecek zamanı mı var kızın zaten kahroluyor babası için Demir’in nereye gittiğini de bilmiyor.
Demir yağmur sahnesini sanırım Asi’nin teşekkürü için hatırladı. Buradan Bülent’i alarak dönersem babasına tapan Asi bana kim bilir nasıl teşekkür eder diye düşündü herhalde.
Ne umdu ne buldu. Nasipte arabaya şiddette varmış.
GULBEYAZ76 / 26 Ocak 2008
 
Süheyla çocuğunu bulamadı. Cemal Ağa Yasemin’i kaçırdı. Ancak öğrendiğimiz İhsan’ın adamının çocuğunu alması. Ki bu da Ökkeş oluyor. İhsan Bey’den bunu beklemezdim. Çok şaşırdım. Acaba yine neler var diyorum. Bu sırlar arasında ne var diyorum. Böyle bir şeyi niye yapsınlar. İhsan’ın haksız gibi görünmesinin karşısında aslında onun da haklı çıkaracak sırlar olduğunu düşünüyorum.
Onların (Demir ve Kerim) bu durumlarından yani büyük fedakarlıklarından Asi ve ailesinin haberi olması Demir’in Asi’ye söylediği "bekle beni demiştim, beklemedin, ayrı yerlerdeyiz. Asi’yi yanlış tanımışım" sözleri çok duygusal anlardı. Demir’in son anda yetişip, o psikolojiyle bile sadece ödemeleri durdurun, derken kalbimize dokundu. Sen neler yaşa, neler yap. Elin adamı hep tüm yaptıklarına konsun. Sadece bekle deyip ama onun beklemediğini görmek. Sonrasında herkesin mutlu olduğu ama Demir’in Asi’siyle babasının çıkarmasının mutluluğunu birlikte yaşayamaması ayrı bir duygusal andı.
Avukata bayıldım. Hiç lafı evelemeden, gevelemeden söylemesi çok iyi düşünülmüştü. (çünkü orada heyecandan ölüyordum) ve Asi’nin bir kez daha mor hali. Ayy demiş miydim Asi’ye mor çok yakışıyor diye. O zaman söyleyeyim.
Neriman Hanımın eşini ilk gördüğündeki o soğukluğunu kusura bakmayın ben hiç yadırgamadım. Eşini hapiste ailesinden önce bir kadın ziyaret ediyor. O kadınla aslında çok düşmanlardı. Babası İhsan ile ilgili çok önemli bilgilerin olduğunu söylüyor. Süheyla ile konuşurken duyuyor. İhsan adı bin kez geçiyor.
Söyleyin bu kadının kafası karışmaz mı?
Defne Kenan ile Asi’nin para için evlenmesine babasının çok kızacağını söylemişti. İhsan Bey de her şeyi doğru dürüst sordu ve cevaplarını öğrendi.
pas.si.on79 / 26 Ocak 2008
nur(g) / 19.01.2012
 
 
Demir: Demir! Demir! Demir! Ne desem bilemiyorum. O bir beyaz atlı prens… O bir kahraman… O bir karizmatik esas oğlan… O bir aşık… O bir her bekar kıza lazım koca adayı… O bir vs. vs. vs. Bu böyle devam eder ama ben burada bitireyim siz hayallerinizde devam edin. Bölüm, o çok güzel bakışlar ve sözlerin arkasından başladı yine. O sahne de Demir keşke daha çok şey söyleseydi denmişti ama Asi’ye bakarken aslında “her şeyi senin için yapıyorum, çünkü seni mutlu görmek istiyorum, bana güven her şeyi halledeceğim” dediğini ama ağzından sadece “Ben gelmeden bir şey yapma, bekle beni” çıktığını düşündürttüğünden çok etkilemişti beni. Keşke Asi’de benim kadar etkilenseydi ama… Sonra kararlı, ne yaptığını bilen bir edayla arabaya bindi ve arabanın camından bakarak Asi’ye hala beni bekle, beni bekle diyordu, ta ki Kenan’ı görene kadar. Sınırdan çıkmadan Asi’yi aradı bir bilinmeyene doğru yol alırken belki de son kez sesini duymak için… Ama nafile bir çaba olsa da senaristler Kerim’e bu sahnede torpil geçmişler ve Leyla ile görüşmesine izin vermişler. Neyse biz devam edelim. Halep’e öyle ellerini kollarını sallayarak mı gidecekler dememe kalmadan gördüm ki esas oğlan o işi de düşünmüş. E çok da iyi etmiş. O adamların yüzlerinden zaten ne kadar güvenilmez oldukları o kadar belliydi ki Bülent’i de en çok para verene satacakları belliydi. Neyse ki Aslan yetişti de bir faciayı da önlemiş oldu. Tabii bu arada Demir’in Asi’yi düşündüğü sahne ve Kerim’in sıkıştırmalarına rağmen sözlerinde kabul etmese de gözlerinin öyle demediği sahneyi de beğendiğimi belirteyim.
Mutlu sonla dönerken Demir’in yüzünde rahatlık ve Asi’ye kavuşacak olmanın mutluluğu vardı. Ancak ne yazık ki kader ağlarını örmüş olduğundan bu sevincimiz bizim de Demir gibi kursağımızda kaldı. Demir’in avukatla konuşurken vermiş olduğu tepkiyi çok iyi yansıttığından olsa gerek bende dayanamadım koltuğu yumrukladım (tabiiki şaka yapıyorum sahnenin üzerimde yarattığı etkiyi anlatabilmek için yazıyorum). Ayrıca Kenan’ın parasını almamak için duruma el koyması sayesinde bir kahramanlık daha yaptı Demir beyimiz. Sen Asi’nin mutlu olması için türlü tehlikeleri göze al, elindeki senetlerden daha fazla para harca üstüne üstlük yapılan tüm iyiliklerin başkası tarafından yapıldığına izin ver ama yine de her şeye değer deyip sevinçle Halep yollarından geri dön. İstediği sadece esas kızımızın esas oğlana güvenmesi. Ee sonuç maalesef sıfır.
Esas oğlanımız o sinir harbi içinde bir de Emniyet’te esas kızımızla karşılaştığında artık ne düşüneceğini, ne hissedeceğini bilmediği bir ifadeyle emniyet müdürünün söylediklerini bile dinleyemiyordu. Çıkışta Asi’nin tüm konuşma isteklerine sert bir hareketle engel olmaya çalışsa da dışarıya çıktığında neden kırgın olduğunu açıkladığı için ben bir 10 puan daha verdim. O kadar kırgın, üzgün ve elinden gelen her şeyi yaptığı halde yine de olayların başka yönlerine kaymasına engel olamadığı için o kadar öfkeliydi ki Asi’yle konuşmak istemedi (Leyla’nın gerçekten Demir’e sorup sormadığından emin değilim).
Bu kadar olaydan sonraki Asi’yle karşılaştığında kaçamak bakışını ve İhsan’a karşı saygılı davranışlarını da beğendiğimi belirteyim. Son olarak 13 bölüm boyunca Demir karakterini bozmadan yazabilen senaristleri ve maalesef gerçekte olamayacak bir karakteri (yine de siz umudunuzu kaybetmeyin) bu kadar inandırıcı yansıttığı için de Murat Yıldırım’ı tebrik ediyorum.
Asi: Dizimizin esas kızı, güzeller güzeli, akıllı, gururlu, Asi kızımız. Demir’in gidişinden sonraki sahne de Asi’nin ne düşüneceğini bilememesi oldukça iyi yansıdı bize. Defne’nin Kenan’ın derdini anlamamak istemesi ve ısrarlarına aynı ısrarla karşılık vermesi ve bu arada Asi’nin de aklının başka yerde olması güzeldi. Ancak o sahnede keşke Asi düşüneyim sonra kararı açıklayayım deyip, kendiyle baş başa kalsaydı, sonra Defne ile de Demir hakkında bir şey konuşsalardı benim daha çok hoşuma giderdi. Asi’nin, dedesinin parayı yatırmayacağını açık açık söylemesi ve Demir’in nerede olduğuyla ilgili Süheyla’dan aldığı cevapla köşeye sıkışması da gerçekten çok kötü oldu ve Kenan’a “Hayır” demesine karşılık sonraki ısrarlarına -bana göre- oldukça ılımlı bir cevap vermesine neden oldu. Asi’nin, Demir’in onu bir kere daha kurtarmasını beklediğini anlattığı için, boğulmaktan kurtardığı sahneyi düşünmesi gerçekten güzeldi. Ama Asi’yi anlayabildiğimi düşünüyorum. Babası hapishanede ve maalesef elinden hiçbir şey gelmemesi gerçekten kötüydü. O sahneyle ilgili olarak sadece bir tek rahatsızlığım var aslında. O da Asi’nin ağzından “sadece babamın kefaleti için seninle evlenemem” dediği cümleydi. Bu kadar ağır bir durumun –tabi iki bana göre- normal bir şey gibi söylenmesi hoşuma gitmedi. Demir’in o ağır laflarına da keşke bir açıklamaya çalışsaydı dedim. Ancak kızımızın ağzından, İhsan’la konuşmasında evlilik teklifi cevabının “bende umut verdim” diyerek kabul ettiği yorumunu duyunca gerçekten sinirlendim. Demek ki farkındaymış kızımız ne yaptığının. Avukattan doğru cevapları aldığı halde Kenan’a tepkisiz kalmasını doğru bulmadığımı belirterek, diğer karakterlere geçeyim.
Kerim bu haftaki kahramanlarımızdan biri. Halep’e giderken korkması ama yine de Demir’in yanında olması, Asi’yle ilgili sıkıştırması, çatışma sırasındaki kahramanlığı, Defne’ye kahramanlığını anlatmak için heyecanlanması, Defne’nin mutluluğunu paylaşması çok güzeldi. Defne ise; çok narin, kırılgan ama kesinlikle çok şeker. Kerim’le birbirlerine de çok yakıştılar. Bu hafta gene doğru yerlerde doğru hamleleriyle benden bir artı daha aldı. Ayrıca belirtmeliyim ki Kerim’in Demir’le yaptığı konuşmanın bir benzerini, Asi’yle Defne arasında da görmek beni mutlu eder.
Aslan; bölümdeki diğer bir kahramanımız. Bu hafta annesiyle, kardeşiyle, Halep’te yaptıklarıyla ve cesaretiyle benden alkış almayı başardı. İhsan’ın ise Defne yaprağını unutmaması, olayların farkında olması, Kenan’a verdiği cevap ve Demir’e teşekkürünü etmesiyle beni sevindirirken, son sahne de ki isteğiyle aynı zamanda merak içinde bıraktı. Karakterler hakkında son olarak, Neriman’ı anladığımı ama yine de fazla ileri gittiğini düşündüğüm için biraz kızdığımı, Süheyla’yı ve Cemal Ağa aksiyonlarını merakla beklediğimi, Melek’i biraz etkisiz eleman bıraktıkları için kızdığımı, Leyla ve Kenan içinse yorum yapma gereği duymadığımı belirtmek isterim.
Ee son olarak da 14. bölüm istediği olarak da; Asi ve Demir ‘in en az bknz. pansuman, saç bağını verirken ki sahne, köprü-sarılma, vs. vs. 13 bölüm boyunca seyrettiğimiz tüm Asi-Demir sahnelerinden daha güzel bir sahne ile aşk-barışma sahnesi bekliyorum.
ayferz / 26 Ocak 2008
 
Neriman bana da sığ geliyor. Gerçek hayatta Neriman'a çok benzeyen kadın tipi var ve senaristler çok güzel işlemişler Neriman karakterini. Yani yaptıkları beni hiç şaşırtmıyor, tam ondan beklediklerimi yapıyor. Benim en sevmediğim kadın tipi. Verseler bir kaşık suda boğabilirim böylelerini. Genel bir vurdumduymazlık, hafife almak hakim bu tiplerde. Acılarını da, aşklarını da, hayal kırıklıklarını da pek derinlemesine yaşayamazlar gibi. Kocası maddi sıkıntıdayken, eşyaları uymayacak derdine düşüp alış verişe gidebilecek kadar şuursuz. Kenan olayına bakışı bile ne kadar garip. 'Aa ne olacak, önce alalım parasını, sonra nasılsa bir bahane ile reddederiz'. Yani adamı sevmiyoruz ama Neriman için adamın Asi'ye olan duygularınla oynamanın hiç önemi yok gibi. Sanki elbise alıyorsun, olmadı değiştir. Var mı böyle bir şey.
Evlilik konusunda Asi'ye söyledikleri de saçma. Sözüm ona baskı yapmadı. Bu parayı Kenan verebiliyorsa, bu evlilik gerçekleşmeli, başka çaremiz yok demedi mi? Yani İhsan Bey’le evlendiğinde onu sevmemesini örnek göstermesi de saçma. Kenan görücü usulüyle Asi'ye talip olsaydı ve o zaman Asi'ye 'Bak kızım iyi bir kısmet, bu çocuğun şöyle meziyetleri var, iyi bir evlilik olur' demek başka. Bu parayı almak maksadıyla adamla evlenmesinin bir zararı olmayacağını söylemek başka. Bu resmen kızına para için her şeyi yapabilirsin, kendini satmak ta buna dahil demenin başka şekli bence.
'Başka yerlerde duruyoruz ' lafını şöyle algıladım:
Kendisine yakın görüp, aynı pencereden hayata baktıklarını zannettiği Asi’nin, mücadeleci ve pes etmeyen karakteri hakkında yanıldığını, bu kararıyla artık Demir ne söylese Asi'nin anlamayacağını söyleyerek ciddi bir şekilde aşağıladı Asi'yi. Gerçekten adı gibi; Demir gibi laflardı. Asi’nin içine oturmuştur. Demir'in bu kadar gözünde büyüttüğü Asi’den uğradığı hayal kırıklığının büyüklüğü de bu kadar ağır konuşmasına sebep oldu. Çok yıkıldı çünkü Asi’nin evlilik teklifine 'Evet' dediğini zannederek. Önümüzdeki bölüm morarma sırası Demir’e gelecek.
Asi'nin Demir'i düşündüğü sahne de ben Asi'nin Demir'in onu boğulmaktan kurtardığı anı hatırlamasını da anlamlı buldum.
Sanki bir yakarış gibiydi oradaki 'Demir' lafı. Yani ' Boğuluyorum yine, neredesin Demir, gel kurtar beni' gibilerinden.
bimkolik 26 Ocak 2008
funda / 23.05.2010
 
 
Reytinglerde 2 grupta da 1.yiz. Yupyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyy
GULBEYAZ76 / 26 Ocak 2008
 
Demir'in Asi'ye kızgınlığını anlattığı bölüm başta haklı olsa da, Asi'nin sessiz kaldığı için Demir 'in kantarın topuzunu kaçırdığını düşünüyorum. Ben Asi satın alınamaz sanıyordum, senle ben ayrı yerlerdeyiz. Cümlesi çok ağırdı bence Asi basacak tokadı diye bekledim, olmadı. Koltukta çırpındım hadi şimdi tam sırası diye ama... Asi sustu lal oldu dili. Konuşamadı. Ne demek bu sen satılıksın ben öyle üstünüm ki senle ben ayrı yerlerdeyiz sen karaktersizsin, anlamındaydı Demir haddini aştı bence orda. Pencereden Asi'nin geldiğini gördüğü halde Leyla’ya kapıdan çevirtmesi hiç hoş değildi. Asi onu dinlemek istemediği zaman Demir Asi'yi zorla kendine çekerek yüzüne baktırarak olmadı arabaya atıp kaçırarak dinletip ama Asi’ye gelince onu dinlemeden yargılayıp bir kenara itmesi hoş değildi.
Asi’yeDemir / 26 Ocak 2008
 
Benim en çok ilgimi çeken şey Demir’in İhsan Bey‘in çıkacağını duyunca avukata “Bu dosya kapandı” demesiydi. Bence bunun manası çok büyük. İçinden sanki benim için Asi artık eski Asi değil dermiş gibi bakıyordu. Çok büyük hayal kırıklığına uğramış paşam.
O sahne çok can alıcıydı bence.
Asicik / 26 Ocak 2008
 
Demir’in Asi’yi, Asi’nin Demir’i düşünmeleri çok güzeldi. Ama Asi’nin Demir tarafından boğulmaktan kurtardığı sahneyi hatırlaması biraz tuhaftı. Çünkü insan baygınken olanları hatırlar mı? Yönetmenimizin bunu atlaması da 2. hataydı bence. Aslında bu tür olaylar tüm dizilerde oluyor… baygın kendinde değil ama o kısmı hatırlıyorlar… Ben hiç anlamadım bu tür şeyleri.
tuba-ece / 26 Ocak 2008
 
Asi yine olup bitenden habersiz, Demir'in soğukluğuna mesafeli duruşuna rağmen onunla konuşmakta ısrarlı ama Demir yine durup dinlemeden tavır almış ve oldukça ağır konuşuyor. Demir'in bu değişen tutumu karşısında üzülüyor haliyle. O esnada da avukattan Bülent işinin aslını öğrenmesi güzel oldu.
Demir'in bu huyunu (dinlemeden hüküm vermesi) sevmiyorum işte. Süheyla'yı sadece dinledi kinlendi intikam için harekete geçti zamanla gördü ki durum farklı artık vazgeçti. Asi'yi Cevriye ile gördü dinlemedi yine hafızasında anılar da canlanınca celallendi Asi'ye eziyet etti, sonra yanlış anladığının farkına vardı özür diledi. Kenan'ın İhsan ile konuşmasını Neriman ile kuyumcudaki halini gördü yine dinlemeden Asi'ye tavır takındı, elinde yüzük olmadığını görünce teklifi henüz almadığını öğrenince çark etti, Cemal den duydukları ile yine öfkelendi Asi'nin odasına girip söyleyeceğini söyledi yine dinlemedi. Defne evlilik teklifi etmek için Kenan çiftliğe gidiyor şimdi dedi o zaman çark etti. Şimdi de bu durum. Tamam, yanlış anlamaya müsait durumlar oluştu, kıskançlığı kaybetme korkusu cabası paniklemesi telaşlanması üzülmesi doğal ama bu kadar yaşanmışlıktan sonra hala ders alamadı. Dinlemeden çıkışıyor sonra görüyor ki durum hiçte sandığı gibi değil. Kulağına küpe etmez mi ya ben hep böyle yaptım ama gördüm ki hep yanlış yönlendirmeler anlamalar var, bari bu sefer önce dinleyeyim demez mi? Bu seferki yanlış anlama çok üzdü sarstı Demir'i kıyamam, yazık paşama ama şu huyundan vazgeçsin mükemmel olacak. Asi'ye daha da yazık. Sevdiği adam karşısına dikiliyor ağır sözler konuşuyor o bunların nedenini bile tam bilmiyor, hak etmediği muameleye tabi tutuluyor.
Asi yanlış anladığının farkında bu yanlış anlamayı gidermek için çiftliğe kadar gidiyor ama Demir yine tavırlı. Gerçeği öğrendiğinde Demir'in ne yapacağını merakla bekliyorum.
Bülent'i bulup getirenin Demir olduğunu öğrenmesinin yanı sıra avukatı tutan kişinin de Demir olduğunu öğrendiğinde yüzündeki ifadeye bayıldım. Nihayet minnet ve teşekkür duyduğu onu üzmemek kırmamak için kibarca reddettiği Kenan'ın gerçekte nasıl biri olduğunu gördü. Kenan'a bakışları süperdi. Demir'in çiftliğine gitmeye çekinmesi ama İhsan'ın “Ben o delikanlıya teşekkür etmeye gideceğim sende benimle geliyorsun” sözleri ile biraz cesaretlenip yola koyulması, babası teşekkür ederken Demir'e bakışları çok çok güzeldi.
sude9 / 26 Ocak 2008
 
İhsan bey amcamız Kenan’ın kefaleti ödediğini duyunca ne kadar da üzüldü. Bence Demir’in adını duysaydı bu kadar üzülmezdi. Zaten Kenan’dan haz duymadığı açık. Bir de kefaleti ödediğini duyunca adama inme indi galiba.
YONCA_ÇINAR / 29 Ocak 2008
 
Neriman… İhsan ile sorununu elbette konuşacak gizleyip saklamayacak rafa kaldırmayacak ama bunu çocuklarının yanında yapması da sinirimi bozdu. kızlar babaları için güzel yemekler hazırlamış, baba sevinsin mutlu olsun diye onun mutluluğu kızlarında mutluluğu ama Neriman zehir etti.
Mesele Neriman'ın haklı ya da haksız oluşundan ziyade ölçüsüydü. İhsan gerçekleri anlatmamakta haksız. Neriman ömrünü paylaştığı, sevdiği kadın üstelik çocuklarının annesi. Olup biteni bilmek hakkı, İhsan burada hatalı zaten. Ama dediğim gibi bunca senenin hatırına özgürlüğünün ilk gününü zehir etmeseydi. Sorunu çocukların yanında değil yalnız kaldıklarına ifade etsin.
sude9 / 26 Ocak 2008
 
Asi ve Defne güzellikleriyle, saçlarıyla… çiftlik de ağaçlı yoluyla, hep bana o eski muhteşem romanları hatırlatıyor. O romanlarda eşsiz güzellikteki Asi ve Defne buna uyuyor. Anlatımlarının canlısı yaşar gibi oluyorum. Görüntü yönetmenini mi yoksa Asi ve Defne mi etkili bilmiyorum ama çok tarifi imkansız güzellikteler…
tuba-ece / 26 Ocak 2008
 
Demir’in sözleri… çok ağır bir konuşmaydı. Her an Asi indirecek tokadı dedim ben olsam yapardım. Yargısız infaz konusunda Demir’in üstüne yok. Ama Asi avukattan öğrendikten sonra Demir’in arkasından koşmalıydı. Yanlış anlaşılmayı düzeltmek için biraz daha çaba harcaması gerekiyordu. Demir hiç pes etmedi! Asi’nin onu ittirmesini, seni de avukatına istemiyorum demesini, laf sokmalarını, göz ardı etti çırpındı. Ama Asi bir Leyla engeline takıldı ve pes etti. Nerde mücadeleci Asi? Ama ben ilerleyen bölümlerde Asi’nin kim olduğunu göstereceğine inanıyorum.
TUBASİ / 26 Ocak 2008
 
Neriman a haksızlık ediyormuşuz gibi geliyor bana hangi kadın kocasını hapiste kendinden önce başka bir kadının ziyaret etmesini kabullenebilir. Aynı kadın Neriman’ın babasının evine baskına gelmiş gibi destursuz giren kadın içinde İhsan adının bolca geçtiği Cemal Ağa ile yapılan konuşmadan sonra kocasına eski sıcaklığıyla sarılabilir ki? Demir 7. bölümdü sanırım git babana sor dediğinde Asi’ye. İhsan sadece Demir intikam nedenini anlattı samimi ve dürüst davranmadı karısına. Asi ye her şeyi anlatmasa kabulüm ama bunu karısından saklamamalıydı. Neriman o bölümlerde Süheyla’nın düşmanlığını kızlara ters davranmasını anlamamış İhsan’ı sorgulamıştı. Bu nedenlerle ben Neriman’a kızamıyorum karşılamadaki tavrından dolayı. O kocasını seven kocasının ona aşık olmamasını kabullenen ve bunu kızlarından bile gizlemeyen, kartlarını açık oynayan biri. odasına girdiğinde eski resimlerine baktığında yüzündeki sıcaklık bile yeter. İhsan’ı sevdiğini ve yanında olduğunu anlamak için İhsan karısından her şeyi saklıyor geçmişi Süheyla’yı ailenin içine düştüğü sıkıntıları İhsan dürüst değil karısına. Neriman “ne işler dönüyor?” modunda şimdi.
Asi’yeDemir / 26 Ocak 2008
 
Tanıdığım birçok insan Cuma akşamı Asi’yi izliyor. Dün akşam TV’leri arızalanan abimin “saat 8’e kadar hallolsun” diye tamirci aramasından anladık ve öğrendik ki meğer yengemle Asi’yi izleyeceklermiş.
aasiii / 26 Ocak 2008
 
Garipsediğim bir noktadan bahsetmek istiyorum;
İhsan Amca ne soracaksa artık… ne zaman düşündü, nasıl karar verdi de atağa geçti? Neden bu ailede kararlar önce aile ile paylaşılıp, tartışılmıyor?
aasiii / 26 Ocak 2008
 
İhsan’ın Demir'e teklifi üzerine…
Forumdaşlarım, şimdi çoğunuz İhsan hemen Demir’e, ‘baba-kız senin çiftliğinde çalışalım’ şeklinde öneri yapsın diyorsunuz. Amma velakin, bu hiç İhsan Ağa’ya yakışır mı? Biraz daha usturuplu yöntemi vardır bu alma verme işlerinin.
İhsan Ağa’nın ilk önce söyleyeceği şey, senedi sana geri vereceğim, sen de parayı iade edersin, biz de bunu polise iade ederiz şeklinde olmalı! Bu şekilde haksız kazancın üzerine yatmamış olur dürüst İhsan Beyimiz.
Tabi böyle olunca üç senetten ikisi (biri ata karşı verilmişti), hala Demir’de kalmış oluyor. Bu durumda ikinci soru Demir’e senetlerin nasıl geri ödeneceği oluyor ki bu henüz o sahnede aceleyle konuşulacak bir konu değil. Demir bu durumda aceleci bir şekilde, “gelin bende çalışın” gibi bir görgüsüzlük yapmaz, yapamaz, yapmamalı. “Senetleri zamanla ödersiniz, bunun şu anda üstünde durmayalım” demesi en makuldür. Artık önemli olan işlerini yollarına koymaları, ürünlerini almaları, evlerinin giderlerini karşılamaları.
vision / 26 Ocak 2008