dizifilm/ Asi Bölüm Yorumları
 
funda / 2008
 
 
Mükemmel bir bölümdü. Dizi başlamadan Demir’i yargısız infaz yapmayacağım demiştim. Ama yazıklar olsun, ne biçim laflardı onlar! “Bir anlık bir şeydi duygularımdan emin değilim. Zaten senin için de öyledir” dedi. Asi’ye bravo,  o cevapları biz evde alkışladık. Ben Demir’e çok çok kızdım. Kesinlikle affetmesin onu bir 10 bölüm süründürsün. Olamaz böyle bir şey. Biz bu Demir’i çok büyütmüşüz gözümüzde.
yasamakguzel88 16 Şubat 2008
 
Ökkeş’in durumu çok kötüydü, bir yemin etmiş ama bu yemini bozmaktan çok kendi ailesini yıkmaktan korkmakta. Eşi Aslan’ı öz çocuğu bilmekte, kardeşi keza aynı, bu yuvayı dağıtmaktan çok korktuğu için herkesten kaçtı.
Ama ne olursa olsun kaçamayacağını, gerçeğin er ya da geç ortaya çıkacağını bildiği için, işler daha da çıkmaza girmeden açıklamaya karar verdi, doğrusunu da yaptı bence.
Şimdi Aslan’ın hali kötü olacak, bence ortalığı yıkabilir, her şey bekleyebiliriz ondan. Düşünsenize o Demir'in kuzeni, o ailenin bir parçası, o artık zengin bir ailenin evladı, çok bağlı olduğu İhsan Bey’in babası annesine tecavüz ediyor ve yıllarca onların hizmetkarlıklarını yapmak durumunda bırakılıyor. Bu çok acı bir gerçek, bir hayatın göz göre göre çalınması.
Yusuf Ağa çok ama çok acımasızmış, İhsan Bey ile Süheyla bir birlikteliği başlamışken, bundan habersiz olan baba zaten kızdan istifade etmekte hiç geç kalmamış. Bunu da utanmadan dile getirişi yürek acıtan cinstendi İhsan için yani seven bir genç adam için "ne dediğinin farkında mısın sen, annen öldükten sonra benim yatağımı kim ısıtıyor sanıyorsun, birde çocuk peydahlamış, karım yapacağımı mı sandı ne, neyse icabına bakıyoruz" bu sözler çok acı.
Bu sözleri duyan İhsan Bey’imiz de Süheyla’dan elini eteğini çekmiş, ablasının intiharından sonra da bir daha oralarda kalamamış.
Yalnız İhsan Bey "beni bekle demiştim" diye bir cümle sarf etti, Süheyla’nın arkasından, bu sözü ne için, niçin, ne zaman söylemişti. Babasıyla ilgisi var mıydı?
Süheyla Hanım köprübaşında tüm olan biteni Demir'e anlatıyor, aylardır biz merakta çatlayan izleyicilere zırnık koklatılmıyor, gel de delirme.
Sonra Goncagül ‘müydü, Gonca mıydı, ismini bile daha bilmediğim kız kardeşin öyle birden bire fazla görülmeye başlanması, aşka yelken açması, üstelik karşısındaki adamında çok ciddi ve iyi niyetli olmadığı aşikarken, kendini kaptırması da yanlış olaylara sebebiyet verecek gibi.
Aslanselda / 16 Şubat 2008
Ante Mortem / 16.02.2009
 
 
Bu bölüm de Demir’in Asi’ye karşı tavırları çok çirkin ve anlamsızdı. Hele son söylediklerine inanmak istemiyorum.  Herhalde bir genç kız için duymamayı tercih edeceği tek söz Demir’in söyledikleri olurdu.
Asi'nin yerinde olmayı hiç istemezdim.  Ama cevabını çok güzel verdi.
Steella / 16 Şubat 2008
denizbasak
 
   
Asi'yle bir geçmişi kaldıracak bir babayiğit olamadığı için, kıvırarak en kolay yolu seçti Demir.
Aşkının peşinden gitmek yerine... Mevcut durumu korumak istedi. Asi'nin babası gerçekten nefret edilecek biri de olabilirdi. Teyzesine tecavüz eden İhsan'da olabilirdi. Buna rağmen Asi'nin yanında olabilmeliydi. Yani Aşkın yanında olabilmeliydi. Demir gerçekten de demirmiş. Soğuk, sert, sevimsiz...
duar / 16 Şubat 2008
captan(Ö) / 05.05.2009
 
 
Herkes sinir olmuş site çökecek bu sinirden, sinir harbi yaşıyoruz. Tabi o sinir olanların arasında bende vardım ama anlamaya çalışıyorum... Demir'in teyzesinden ne dinlediğini bilmiyoruz; Neyin? Kimin? Neden? Nasılını bilmiyoruz? Evet, belki Demir, sert çıktı saçma konuştu, yaşadıklarının arkasında durmadı ama Demir karakteri sebepsiz adım atmaz gibime geliyor... düşünmeden hareket etmez. Söyledikleri çok can yakıcıydı. Asi’ye değer vermez olur mu? Neler yaptı onun için...
Sebebi vardır ama sinir oldum mu? Çok. Kızın ne suçu vardı? Resmen oynadım, hislerime aldandım, değersizdi dedi... Asiye çok acıdım... Pişman olacaktır Demir hem de çookk ama telafisi hiç de kolay olmayacaktır... başa döndük...
Asi'yi kendinden uzaklaştırmak adına yaptı gibi… arabada gözler dolu dolu... hatırladı konuşmalarını. Anlık olamaz... öyle deyip kendinden soğutmaya çalıştı gibi ama kötüydü... zavallı Asi.
Elaaya – 16 Şubat 2008
emine82
 
 
Yavaş yavaş… hepiniz aynı anda saldırmayın… Asi yerden göğe haklı… Demir haksız mı? Hayır o da haklı. Hadi sakin olun artık. Suçlu aramak yanıltır bizi. Empati yapmak zorundayız. Aksi halde, asla doğru karar veremeyiz. Görünenin ardına bakmayı ne çabuk unuttunuz? Sakinleşip Demir’in içinde bulunduğu durumu düşünün… bunu düşünürken iki sahneyi aklınıza getirin…  Mutfakta, Leyla ile otururken, yanlarına gelen Asi'ye bakmaya göz göze gelmeye çabalayan Demir... Taşın üstünde, bambaşka nedenlerle,  kalbindekini değil de beynindekini söyledikten sonra, Asi'nin gidişini engellemeye çabalayan Demir…
Şimdi, bunları gözünüzün önüne alın... O konuşmayı Demir rahatlıkla yapmış mıdır? Gerçekten öyle mi demek istemiştir? Duyguları öyle midir?
İnsanı asmadan önce, son isteği sorulur… bunu Demir'e sorsanız son isteği Asi olur...
qsawe / 16 Şubat 2008
funda / 14.02.2008
 
 
Olmadı Demirciğim olmadı… Yakışmadı, sevdiğinin arkasında dur, duyguna sahip çık…
SONAY T. 16 Şubat 2008
kmnç2 / 23.02.2008
 
 
Biz de biliyoruz ki Demir gerçekten söylememiştir. Biz de biliyoruz ki Demir Asi’ye aşıktır. Ama bunun ne önemi var, Asi aksini düşündükten sonra? Ona bu saçma şeyleri söyleyip onurunu son derece kırdıktan sonra.
Yok, söylerken üzülmüş. Tabi ki üzülecek. Bir de kalkıp hiçbir şey olmamış gibi davranacak değil ya!
Zaten burada bizim kızdığımız nokta Demir’in Asi’den uzaklaşması ya da bunu istemesi değil bunu çok yanlış kırıcı bir yolla yapması.
Asi zaten Demir’e kırgındı bir de üstüne böylesine bir şey söylemesine gerek yoktu. Diyelim ki Demir “Seni seviyorum” dedi… Asi bu saatten sonra nasıl inanacak… Bilemem!
medsul / 16 Şubat 2008
funda / 2008
 
   
Demir’in sözleri kulağımdan gitmiyor. Bir insan karşısındakini hele de çok sevdiği birini nasıl bu kadar rahat ve kabaca yaralar görmüş olduk. Demir 'hislerimden emin değilim, sen de düşünmelisin' dediğinde; tüm geçmişe her şeye rağmen sevgiliye asla söylenmeyecek bu sözleri söylediğinde 'bu demir olamaz, bu; Asi'yi gördüğünde yüzünde inanılmaz derecede hayran bir ifade oluşan, onu gördüğünde kendine engel olamayan, çoğu zaman ne yaptığını bilmeden hareket eden, o aşık adam olamaz' dedim kendi kendime..
*defne* / 16 Şubat 2008
alıntı
 
 
Demir-Asi… Demir affedilmesi zor kelimeler kullandı, Asi'nin silkelenip kendisine gelmesini sağladı. Ben Asi karakterini anlıyorum. İnsanlar hep aynı çizgide ilerlemezler. İlk defa bu duyguları yaşadı ve kendini kaptırdı. Hata da göremiyorum ben bunda. Asi kendine geldi derken doğru olanı buldu manasında demiyorum, eski haline, çizgisine geri dönmesini sağladı.
Demir'e gelince… Hatası ağır kelimeler kullanması. Demir karmaşanın içerisinde ve düşünmeden karar verdi. Bir yanda her şeyini yeğenlerine adayıp büyüten bir teyzesi var. Kendini suçlu hissediyor Asi'ye aşkla baktıkça.(Son bölümde). Çok çabuk hareket etti. Buna önce bölümün başında aklının karışması neden oldu sanırım ilklerde, sonra teyzesi ne anlattıysa ondan çok etkilendi belli. Kendini bir seçim yapmak zorunda hissetti.
dilosh / 16.02.12
flora / 14.09.09
 
 
Asi ve Demir' takmış vaziyetteyim... başka kimse hakkında eleştiri yapmak içimden gelmiyor. Demir, Asi ile konuşurken, Asi'nin yüzüne, gözlerine bakmadan konuşuyordu. Göz teması yoktu... çünkü, söyledikleri samimiyetsizdi ve bakamadı. Asi çok haklısın deyince gözlerini dikti birden gözlerine... ne bakıştı! Kendi yalan söylediğini biliyor ama Asi'nin birden kendi ifadesini onaylayıp katılmasından rahatsız oldu... korku vardı gözlerinde.... endişe... ve göz teması kurmadı konuşurken. Yalancı Demir... yandın sen oğlum ki ne yanma…
Elaaya / 16 Şubat 2008
nur(g) / 17.10.09
 
 
Asi’nin masumluğu karşısında, senaristlerin Demir’in Asi’ye olan tavırlarını ve söylediği sözleri haklı hale getirebilmeleri için daha öncede yazdığım gibi Aslan’ın babasının İhsan olması lazım. Çünkü Demir çok öfkeli ve affedemiyor ki teyzesine İhsan için bu adama dayanamıyorum dedi. Tekrar olacak ama yine yazıyorum Süheyla, İhsan’a onu niye hiç aramadığını sordu... İhsan’da, Süheyla’nın arkasından Süheyla duymadı ama ‘beni bekle’ demiştim dedi.  Yazık,  ikisi de öyle ya da böyle Yusuf Ağa’nın oyununa gelmişler.
Süheyla’nın çocuğunun babası Yusuf Ağa ise Demir, İhsan için niye bu kelimeleri kullansın ve çok aşık olduğu halde Asi’yi niye kendinden uzaklaştırsın... Bence Demir çocuğun babasının İhsan olduğunu ve teyzesini terk ettiğini, sahip çıkmadığını düşünüyor...
Demir’e ilk sahnelerde Asi’ye tavırları nedeniyle çok kızmaya başlamıştım... Asi’ye işim var deyip, Leyla ile gezmeye çıkması, onu ata bindirmeye çalışması falan beni çok gerdi...
Ama Restoran’daki gerginliğe dayanamayıp yemeği yarıda bırakıp kalkması ve Asi’nin arkasından geldiğini bildiği ve istediği halde geriye dönememesi, duraklaması, başını çevirememesi nedeniyle affettim...
Asi’nin, Demir’e altını verdiği sahnede çok güzeldi... ellerin hareketi çok anlamlıydı... Altın’ı vermek istemeyen bir el (Asi), altını almak istemeyen bir el (Demir) vardı... Demir, Süheyla’nın kendisine söyledikleri karşısında Asi’yle bir hayat kuramayacaklarını düşündü. Ama tabi aşk ateşiyle cayır cayır yanacak... Asi’yi de yakacak...
Bu bölümden sonra içi titreyen ama birlikte olamayan iki aşığın sahnelerini izleyeceğiz...
Hele birde benim ve bazı arkadaşların düşündüğü gibi Aslan’ın babasının İhsan olduğu ortaya çıkarsa Asi, Neriman ve Kızlar bunu öğrendiğinde Kozcuoğlu Ailesi çok sarsılacak... Asi, Demir’in bu tavırlarını ve neden ondan uzaklaşmaya çalıştığını anlayacak ama buna rağmen Demir’e yakınlık göstereceğini sanmıyorum... acayip güzel aşk sahneleri izleyeceğiz... birbirlerini çok özleyecekler... Asi’yi, Demir’e karşı yumuşatmaya başlayacak olan büyük ihtimalle Gonca’nın, Asker Ziya ile birlikte evden kaçması (Ziya’nın terhisine çok az varmış) ve Demir’in bu olayı çözüme kavuşturması olacak...
ayşe ıraz / 15 Şubat 2008
funda / 2008
 
 
Büyük ihtimalle, Aslan’a gerçekleri söylemeyecekler... Çünkü gerçeği Fatma da bilmiyor ve kimse bilmiyor. Böyle bir gerçek herkesi aniden söylemek şokun ötesinde olur. Bu yüzden zamanla öğrenecek. Süheyla içten içe yüreği yanarak Aslan’a oğlum diye sarılmadan şimdilik bu şekilde devam edecekler. Ama tabi ana yüreği Süheyla Aslan’la ilgilenecek...
pas.si.on79 / 16 Şubat 2008
funda / 25.11.2008
 
   
Bu bölüm gerçek aşkın başlangıcıydı. Şimdiye kadardı gelgitler. Ama bundan sonra Asi için de Demir için de gelgit yok. İkisi de deli gibi aşıklar. Demir Asi’nin gizli yerinde arabanın içindeyken, Asi'ye söyleyeceklerine hazırlanırken gözleri nasıl dolu doluydu. İçi yanacaktı biliyordu, ama kendince yapması gerektiğini düşündü. Belki kolay olur diye düşündü. Hatta kendini aştı, ağzından asla çıkmayacak şeyler söyledi. Ama Asi'den aldığı tepki onu yerden yere vurdu resmen. Çünkü Asi'den duyduğu sözlerle Asi’nin de kendisini nasıl sevdiğini anladı. Daha o an başladı Demir'in söyledikleri için pişmanlığı. Asi giderken kolundan tutup çektiği an ölüyordu pişmanlıktan. Sözleri çok aşağılayıcıydı keşke hiç söylemesiydi ama artık etti bir kere o lafları. Bundan sonra ettiğinin cezasını, aşkın acısını izleyeceğiz. İkisi de birbirini deli gibi severken uzak kalmaya nefret ediyormuş gibi gözükmeye çalışacaklar. Demir Asi’nin ne kadar değerli olduğunu anlayacak. Geçmişin Asi ile arasına asla giremeyeceğini görecek.
hellosunshine / 16 Şubat 2008
IREMDNZ / 28.11.2009
 
 
Demire hem kızdım hem de hak verdim. Bir an onun yerine kendimi koydum. Ben olsam ne yapardım diye. Ben de aynı tavrı gösterirdim ama Asi’ye karşı değil. Bakışları dolu dolu oldu son sahnelerinde, belki de Asi’yi uzaklaştırmak istedi kendinden ama kullandığı kelimeler bir kadına hele ki Asi gibi birine asla söylenmemesi gereken cümlelerdi. Kendini nasıl affettirecek bilemem, öyle öpücük falan yaramaz. Bir de Asi kendisinin kullanıldığı düşündüyse bu daha acı olacaktır. Leyla olan yakınlaşması beni bile hasta etti ki Asi için… Demir’e şu beyitleri iletiyorum: 'Ey göz! Gönlümdeki ateşlere gözyaşından su saçma, artık böyle tutuşan ateşlere su fayda etmez!!'
TUBASİ / 16 Şubat 2008
vyk968 / 19.07.2010
 
 
Benim için süper bir bölümdü. Resmen hop oturdum, hop kalktım, sürükleyiciydi... sizlere garip gelebilir ama benim için aşk acı çekmektir. Acıtan sahneler izleyeceğiz ve kendimizi onların yerine koyacağız. Bana göre Demir’e bu kadar yüklenmeyin. Kozcuoğluları’ndan hem annesi hem de teyzesinin, neler çektiğini bilerek büyüyen,,. acı dolu bir çocukluk geçirmiş, genç bir adam… üstelik annesin kaybetmekle kalmamış, o köprüden annesi ve kardeşiyle beraber, nehre atlayan ölümün soğuk nefesini o yaşta hisseden... çaresiz, annesiz büyüyen bir çocuk… cehenneme çevirme hayaliyle geldiği o çiftliği,,. amacının dışında hep cennete çeviren ve çaresiz bir şekilde, nefretle andığı o ailenin kızına ,umutsuzca aşık olan bir adam. Siz olsaydınız ne yapardınız. Aşağı tükürse Asi, yukarı tükürse teyzesi... asıl acı çeken, hem de fazlasıyla çeken bence Demir. Geçmişin ve yaşamak istediği geleceğin yükü omuzunda… Demir’in gözlerine iyi baktıysanız neredeyse bütün bölüm boyunca acı doluydu, sanki hep ağlamaklıydı.
Asi Demir’in uzak davranmasına anlam veremediği için, gurur yaptı. Demir’e altını verirken söylediklerini hatırlayın;
-Benim için bir anlamı yok alın bu altını derken, Demir’in gözlerindeki acıyı ve şaşkınlığını göremediniz mi?
Daha fazla masada kalamazdı ve kalkıp gitti. Arkasından asi gelince, resmen orada arkasına dönüp bakmamak için kendiyle savaştı.
Bir kez baksa, hem kendinden, hem de o gözlerdeki bakıştan korktu. Ona göre imkansızı yaşamaktı bu aşk. En azından o an için... acı ve umutsuzluk.
Ne derseniz deyin, Demir perişan bir halde ve ben bunu iliklerime kadar hissettim.
Son olarak Asi’nin yanına gitmeden önce, arabada geçmişi hatırladı, içi yandı, dudaklarını nasıl kemirdiğini görmediniz mi?
Bize anlatılmak istenen şey; Demir içi kavrularak da olsa, orada istemediği bir şeyi yapmak zorunda kaldığının mesajının verilmesiydi.
Bu bölüme bayıldım ve aşk acısıyla kıvranan, Asi ve Demir sahnelerini görmek için sabırsızlanıyorum.
nilece / 16 Şubat 2008
vamuscu / 13.08.2011
 
 
Asi ile Demir sahnelerinde imkansızlık noktasında yaşananların nasıl bir acı olduğunu yeniden hissettirdiler bana, şaşkınım bu kadar zaman sonra ekranda gördüğüm bir çift için meraklarla yoğrulduğum ve onların sahnelerinde heyecanlandım...
Sevip de söyleyememek,  söyleyemeyip bu duygularını içine hapsetmek, gururun pençesine saplanmış duygulara örülecek duvarlar ardında acı çekmek..
Bir aşk için en zor olanı da bu olsa gerek...
dilekce / 16 Şubat 2008
[d]
 
 
Şimdi tüm bu olanlardan sonra elbet Demir pişman olacak. Ama o yitirilen güven nasıl sağlanacak bilmiyorum. Geçmişe bir kere aşkını kurban verdi. Yine vermeyeceğini ne garanti edebilir? Ya daha korkunç bir şey öğrenirse... Yine bırakmayacağı ne malum? Demir aşkını, Asi’yi hiç bir şeye kurban vermeyecek kadar her şeyin üstünde tutacağına dair güveni bir daha nasıl kurabilir? Umarım Demir’in bu yaptığı öyle basit bir şeymiş gibi, ilk öfkeyle yaptı geçti denilecek kadar hafif bir şeymiş gibi gösterilmez. Umarım Demir’in 16. bölümde yıktığı şeyin tekrar yapılabilmesinin ne kadar zor olduğu unutulmaz. Aşk bu arkadaşlar... Öyle her şey güllük gülistanlıkken güzel güzel bakmaya aşk denmez. İlk zorlukta bırakabiliyorsan buna nasıl aşk denir? Demir tabii ki geride bırakamayacak, unutamayacak Asi’yi ama mühim olan Asi’yi bırakmayı, ondan vazgeçmeyi seçmiş olmasıdır. Halbuki aşk fırtınalara dayanmaktır. Önemli olan en zor anlarda bile bırakmamaktır. Sevdiğin ile ne kadar zor veya önemli olsa da başka bir şey arasında seçim yapmakta zorlanmayı bırakın, sevdiğini bırakmayı asla aklından bile geçirmemektir. Tuttuğun eli asla bırakmamak, uzattığın eli asla çekmemektir. Demir bu noktaya gelecek belki ama bu bırakışı nasıl affettirecek, nasıl tekrar güven duygusunu hem Asi’ye hem biz seyircilere verecek bilemiyorum.
İhsan-Süheyla, Asi-Demir aşklarındaki benzerlikler arttıkça korkuyorum. İhsan’ın attığı Süheyla’nın bulduğu altın ile Demir’in attığı Asi’nin bulduğu altın, İhsan’ın sakladığı Süheyla’ya ait yazma ile Demir’in odasında bir yerlerden çıkmasını umduğumuz 2. bölümdeki Asi’ye ait yazma, İhsan’ın da Demir’in de aşklarına sahip çıkamayıp sevdikleri kadınları savaşmadan, denemeden, anlamadan ve dinlemeden bırakabilmesi. Tabii bir de İhsan’ın da Süheyla’ya “Bekle beni” demiş olması var. Açıkçası bu benzerlikler arttıkça Asi-Demir ilişkisine de bir evlilik dışı çocuk girmesinden korkuyorum. Tabii Asi ve Demir ilişkisinde ( Demir sayesinde şu anda “aşkında” yazmak içimden gelmiyor. Hele bir sınavları geçsin aşkları, özellikle de Demir Bey sonra düşünürüz ) çocuk ikisine ait olacaktır Hamile olduğunu yeni öğrenmiş veya henüz bilmeyen bir Asi varken, Demir’in öfkesinin yeniden ateşlenmesi veya araya başka bir şeyin girmesi. Düşünmesi bile korkunç. Klavyemden yel alsın. Senaristlere “aman ha” diyorum. Sakın bu aşka evlilik dışı çocuk sokmayın. Çocuklarını görmemeye razıyım. Evlilik dışı hamilelikler dizilerde iki türlü olur. Ya çocuk doğana kadar ya da hamilelik ilerleyene kadar baba bilmez, öğrenince önce başkasından sanar. Türlü zorluklardan sonra çocuk doğar, evlenilir hemen ardından. Veya daha korkunç ve süründüren senaryo şudur. Esas kız olan anne adayımız hamileliğini tabii ki bebeğin babası olan esas oğlana söylemez. Bu sırada kendisini seven 3. kişiyle evlenir. Çocuk doğar, büyür, yıllar geçer. Ama bir türlü gerçekler açığa çıkmaz. Lütfen sevgili senaristler bunu yapmayın. Asi ve Demir aşkında çocuk, hamilelik olacaksa evlendikten sonra olsun. Yoksa diziyi seyredebileceğimi sanmıyorum.
FarAndAway  / 16 Şubat 2008