*özgürkız* / 23.03.2008
 
 
"Git buradan" diyerek tüm gücüyle iten Asi. Çok haksız değil. Hele ki o anda. İyiyi kötüyü ayırt edebilir durumda değil. Demir'i ilk kovuşu. Başka bir erkek olsa ikinciyi denemezdi bile ama Demir, açıklama yapacak kadar Asi'nin yanında. Dönüp gidebilirdi. Seven olmasaydı. Giderdi. Aşka yenik düşmeseydi. Artık gidemiyor. Gitse de mutlaka geri dönüyor.
Geçen bölümün tersine, bu hafta hep Demir, Asi'nin yanına geldi. Bekliyorduk, yanılmadık.
Kerim'in Demir'i almak için geri döndüğü sahnede, Defne'nin arabayı görür görmez gözyaşını silmesi çok tatlıydı. Arabanın ardından koşması, Kerim ile sarılmaları. Kerim'in desteği. Demir'in bakışları. Defne'yi görünce Asi'nin ne durumda olduğunu düşündüğü çok belliydi. Suratı düşüyordu.
Asi-İhsan konuşmasında, "Her şey sana emanet. İçim rahat." ne büyük bir yük, genç bir kızın omuzlarında. Eşin ve büyük kızın neden bu kadar olayların dışında İhsan Bey? Neden onları da biraz işlere dahil etmedin. Genelde ailelerde yapılan bir hatadır. Babaya ya da anneye düşkün olan çocuğun bu zafiyeti kullanılır. Bilinçli değil. Sadece "nasılsa o var, diğerleri ile uğraşıp vakit kaybetmeyelim" diyen bir zihniyet. İhsan, her şeyin kolayına kaçmış. Şimdi de ben içerdeyken çiftlik işlerini hallet diyor.
Asi, babasına" baba ben buradayım" diyor. Ağır bir yükü, kızının omuzlarına bırakan bir baba, o yükü canı gönülden yüklenen bir kız. Ne kadar doğru tartışılır. empati yapınca, " bende öyle yapardım " diyorum. Doğru-yanlış. O durumda sanırım başka bir şey yapmak pek mümkün değil.
Demir'lerin çiftlikte sabah. Leyla gelir. (çok yapmacık bir oyunculuk. Beğenmedim. Doğal gelmedi hiçbir hareketi)
Süheyla'nın, Demir için Leyla'ya söylediği cümle çok güzeldi "Bizim gibi O'da seni çok özledi" AAA biz neden hiç fark etmedik. Hatta o kadar çok özlemiş ki, bir kahve içecek kadar bile yanında kalmadan işe gitti. Gerçi abisi de pek özlememiş herhalde, atlı kovalıyor gibi Demir'e yetişti ve kaçtı çiftlikten.
Kaçmadan önce de " Defne'yle tanışmanı istiyorum" dedi. Süheyla'nın bozum halleri nedense çok sevimli geliyor bana.
"Kerim, Defne'yi görmeye geldi. Ben de, duramadım geldim." Ne iş yapabiliyor ne başka bir şey düşünebiliyor.
"Asi, olanlara çok üzüldüm, en az senin kadar. ( kim karşısındaki kadar üzülür ! Seven. Ama çok seven.
"Avukatını da, seni de, istemiyorum. Babamı, senin tuttuğun avukata emanet edecek kadar aciz değilim"
Demir, çok çok sabırlı. ben çoktan...... .
"Demir, yılların kinini silmeye çabalıyor ama sen yeni düşmanlıklar yaratmaya çalışıyorsun"
Bu diyalog Asi'nin aklını başına getirdi. Defne, bu haftaya kadar etkisiz eleman gibiydi. İlk defa abla olarak gördüm. Demek ki, zor durumda ipleri ele alabilecek yapısı var.
Melek, Defne'yi övdükçe Leyla'nın suratı şekilden şekile giriyordu. Bilmeyen abi kardeş değil de sevgili sanacak Leyla’yla Kerim’i. Görümcelik yapmak zorunda mı? Ukala tanımı kibar kalıyor. Leyla Terbiyesiz.
Demir, avukat işini hallettikten sonra, ağzında bakla ıslanmayan Kerim'e " Defne'ye söyleme, Asi ne kadar geç öğrenirse o kadar iyi" dedi. Haklı. Kerim her iki tarafa da rapor verir durumda. Versin versin. yoksa bizim kontörü bitmiş aşıklar nasıl haber alacaklar birbirlerinden.
Asi'nin, Leyla'nın geldiğini öğrenmesi, Cemal Ağanın bu haftaki iğneleme kısmıydı. Geçen hafta Demir'e Kenan'ı ihbar etmişti. Bu hafta Asi'ye Leyla'yı.
"O hanım da hoş"
"Leyla mı?" aman aman kıskanç Asi. Evet Leyla. Hoş. Ama o kadar. Gerisi boş. (şimdilik bunu Asi ile paylaşmayalım. Bırakalım kıskanmaya devam etsin)
Aslan'ın çabaları bu çocuk hakkındaki düşüncelerimde haklı olduğumu hissettirdi. Çok çabalıyor ipucu yakalamak için ve başaracak bir şeyler. En azında tüyomuz öyle diyordu.
Süheyla'nın karşı çıkmalarına Kerim yine çok güzel bir yanıt verdi." Onlarla meseleniz nedir bilmiyorum ama hayatımı etkilemesine izin vermeyeceğim. Yakında karım olacak"
Defne'yi arayarak size geliyoruz demesi, gidecekleri sayarken hepsinin yüzüne tek tek bakması, Leyla ve Melek'ten kafa sallamayı onay olarak alışı, aynı şekilde Demir'e bakışı, hiç tepki vermediği halde Demir'inde geleceğini söylemesi.
Defne'nin, Asi duysun diye " Demir'de geliyor" dediği anda, Asi'nin dikilmesi
Neriman'ın "Leyla, söylendiği kadar ukala ise, hiç acımam veririm ağzının payını" demesi.
Hepsi Defne-Kerim aşkının sağlam ilerlemesini sağlıyor.
Asi'nin, Demir'in geleceğini duymasından sonra," Madem gelmek istemişler, gelsinler anne. Kerim, Defne'ye yalnız olmadığını göstermek istiyor". E be kızım, Kerim'in derdini anlıyorsun da, kendini paralayan Demir'i neden anlamıyorsun. Keçi.
Demir'in Sevinç'i görünce arabadan inip konuşmaya gitmesi, çiftliğin durumunu sorması, Sevinç'in açıklama yapması. Yine güzel sahnelerden. Mantık hatası olmaması için bu sahneler iyi düşünülmüş. Elektrik borcu. Paralara konulan bloke. "Sen şimdi kimseye bir şey söyleme, kimse açıkta kalmayacak" Bu Demir düşman mıydı? Ben görmeyeli düşmanlıklar değişmiş. İnsan dostuna bu kadar kıyak yapmaz.
Fatma Hanım’ın, sosyete ailelerinin uşaklarını taklit etmesi, sonra da kendine kıkırdamasına çok güldüm. “Neriman Hanım sizi salonda bekliyor"
Neriman'ın oturduğu yerde karşılaması, "Buranın havası herkese iyi gelir" demesi, Gonca'nın " Demir gelmeyecek mi?" demesi. Asi'nin camda Demir'i beklemesi, Sevinç ile konuştuğunu görünce kıskanç bakışlar göndermesi. Merak demiyorum. Kıskançlık. Leyla bir yanda Sevinç bir yanda. Sevinç ile elbette bir şey yok ama kızımız nerden bilsin.
Süheyla'nın emniyette ki bakışları. İhsan'ın karşılığı. Ufffff sekiz bilinmeyenli denklem.
Demir gelince, Asi cam önünde dikildi hemen. Sandalye getirmesi, oturmayacağını söyleyince hırsla oturması, dünkü dramatik bölümdeki matrak sahnelerden biriydi. Hele o yediğini Demir niyetine çiğnemesi.
Evden yan yana çıkıp arada mesafe olması tuhaf. Ama bunu hissettirmeleri hoş. Kaçamak haller.
Tam arabaya binerken Demir'in bir şey söylemek için seslenmesi, Asi'nin telefonunun çalıp, avukatın araması, Asi'nin yüzünün gülmesi.
"İyi bir haber mi?"
"Evet, İstanbul'dan bir avukat babama yardımcı olacakmış. Bir yakınımızın ricasıyla kabul etmiş. Ama ben kim olduğunu biliyorum. Kenan olmalı"
Demir'in bozulan yüzü görülmeye değerdi hakikaten. Eee sen gizlemek istedin.
Kenan'ın " Avukat mı aradı. Gizli kalsın demişim. Doğrudur. "
Cemal Ağa " İhsan'a kuvvetli bir avukat tuttun demek ki"
"Öyle olmuş. Öyle oldu" Kurt Cemal atlamadı o kelime farkını Kenan Bey.
Neriman; Kerim'i takdir etti. "Bak Demir'i bile getirdi" . Asi için meraktan çıldırıyor nasıl gelmez.
Demir'in feneri alıp Asi'yi araması. Yumuşak tonlu "Efendim".
Demir’in Melek ile ilgili anlattıkları. Tecrübe kısmını yanlış anlayan Asi'nin bir başka kıskançlık gösterisi O hışımla perdeyi kapatıp arkasını dönüşü, sonra yumuşayıp hemen tekrar açışı. Tüm yüzüne yayılan gülüş ve teşekkür. Asi ilk defa içten gülümsedi. Koltuğa tekrar oturduğunda düşündüğü babası değildi artık. Demir'i düşünüyordu.
qsawe / 13 Ocak 2008
usayken
 
 
Ben en çok Defne'nin Kerim'in ardından koşması, Kerim'in arabadan hızla çıkıp birbirlerine sarılmasını beğendim. Harika bir sahneydi. Sanırım Asi Demir aşkına o kadar kapılmışım ki onları görememişim. Bu benim için üzücü.
İhsan Bey’in sorgudaki halleri beni çok fazla etkiledi. Çok üzüldüm ona. Hukuk okumuş bir insan, git sen okumadan bir kağıda imza at. VAhh İhsan Bey Vahhh. Şaka gibi!!! Ben bu sahneyi hiç ama hiç sevmedim. Bize gösterdikleri İhsan Bey portresi bu muydu? Bu adam okumuş, kültürlü, aşkını sinema yerine müzeye götüren. Arkadaşına çok güveniyor diye düşünemiyorum. Her haliyle bana saçma geliyor. Bence olayın böyle bağlanması kötü olmuş.
Leyla gelecek diye Asi çekilir gibi diye konuşulmuştu. Tam tersi oldu (Bu kadarını bende beklemiyordum).
Asi, Sarı çıyanın güzelliğinden bahsedilince hemen gözlerinin açılıp “Leyla mı?” diye verdiği tepki harikaydı.
Kerim'in aşkına sahip çıkması harikaydı. Yandın Süheyla Hanım diğer parlak damat adayın seni hepten çıldırtacak bir gelin buldu. Söylemedi deme.
Eve polisler aramaya geldiğinde Asi'nin duruşu, davranışı da beni şaşırttı. Hala sapasağlam ayaklarının üstünde.
Demir’den korkulur. Sevinçle konuşup olayları öğrenmesi harikaydı.
Neriman Hanım sizi salona bekliyor. (Bu sahnede çok komikti. Karşılamaya bak vayyy.)
Neriman’dan bu bölüm inciler döküldü.
Domates değil ki içinden çekip alamıyorsun.
Siz ne iş yapıyorsunuz İstanbul’unuzda.
Aaa vah vah yazık. Bütün gün beton binada dört duvar arasında tıkılıp duruyorsunuzdur. Bir gram oksijende yoktur orda. Bari buradayken bol bol dolaş kızım belki zihnin açılır.
Neriman'a çok kızdım. Melek'ime nasılda dedi öyle hep abin yüzünden diye.
Süheyla Hanım eski aşkını görmeye gitti. Bakışmalarını görünce dedim ne oluyorsunuz? Ayıp! Kendine gel Süheyla, o bir Kozcuoğlu. Yoksa İhsan dışındaki Kozcuoğlu muydu düşman cephesi!
Cemal Ağa'ya hayır diyebilirdi ama demedi. Yoksa Demir'e yalan mı söyledi. Aşkına zarar vermesin diye.
Cemal Ağa İhsan'ı asla kurtarmaz. Tek dileği var, o da torunları ve kızı hep yanında olsun.
Sevda123 / 13 Ocak 2008
 
Leyla,
Leyla’nın Süheyla’nın gazı dışında Kerim’i başkasıyla paylaşama korkusu da ağır basıyor. Anne ve babasından kopuk birbirine dayanmış iki kardeşken birden Kerim’in ilgisizliği onda bir tedirginlik oluşturmuş olabilir; diyor ya beni bir başıma bıraktınız orda İstanbul’da unuttunuz hele abim.
Kerim gittikten sonra kendimi çok yalnız hissettim işten gelince akşamları ayaklarımızı uzatıp çene çalardık en sevdikleri şey buyken şimdi Kerim'in en çok sevdiği Defne.
Şimdilik tepkilerinin nedeninin bu olduğunu düşünüyorum
Demir teyzesinin Leyla ile arasını yapmaya çalıştığının farkında ve bu yüzden mesafeli davranıyor.
Cemal Ağa,
Sizi bu hallere ben mi düşürdüm babanın ne halt ettiği belli değil.
Evet, sen düşürdün.
Sen ki düşman olduklarını öğrendikten sora kutsallığından bahsettiğin toprakları Demir'e satmadın mı?
Sen ki bin bir çaba ile kurtardıkları hasatı satacakken Romen satıcı ile görüşüp zararına ürünleri satmasına neden olmadın mı?
Şimdi Demir de olan senetler tefecinin eline geçmişse eğer senin bu gereksiz kinin yüzünden olmadı mı?
Asi ve Demir,
Avukatını da seni de istemiyorum
“Seni de”
Ağır bir söz
“Avukatını da senide istemiyorum” demek yerine “avukatını da senin yardımını da istemiyorum” diye bilirdi ama o “avukatını da seni de istemiyorum” dedi.
Bu içindeki çelişkinin dışa vurumuydu bence.
Çünkü Demir’i seviyor ve unutmak ve yüreğinden silmek için nefretini büyütmeye çalışıyor.
(Defne’nin de dediği gibi yeni düşmanlıklar oluşturmaya çalışıyor)
Onu istemediğini kendine kabul ettirmek istiyor ve bu onun bir dışa vurumu bence.
Demir’in kişiliğini daha sağlam buluyorum intikam alışını bile insancıllığını yitirmeden, doğrularına vurarak yapmaya çalışıyordu.
Asi’nin söylediklerine karşı tavır alıp kızıp sinirlenip bir şey yapmaya bilirdi.
Onu anlıyor ve öfkesinin geçici olduğunu biliyor.
Bir de birçok arkadaşımızın da daha önce belirttikleri dizideki kopukluklardan bahsetmek istiyorum. Son iki bölümdür Sevinç karakterinin sözlerine takıldım.
İlk zamanlar Demir abi (bu samimiyet nerden geliyor anlamadım öyle bir diyalogları da olmadı abi olacak kadar)
Sonra tarlada “Aaa Demir geldi”
11. bölümde birden “siz”
Eldiven sahnesinde Asi ve Demir’in yalnız kalması için Sevinç’in göz kırpma şekli,
Asi ve Demir sahnelerinde insanların özellikle Aslan’ın bir anda kırklara karışmasına şaşırıyorum (çünkü meraklı ve her şeye burnunu sokan bir karakter )
Bundan önceki bölümlerde Defne annesine Kerim ayrı bir eve çıktı dedi.
Ama öyle bir şey gerçekleşmedi düşünüyor demedi çıktı dedi.
yorumcu1 / 13 Ocak 2008
 
Neriman aslında nazik ve sevecen, anaç bir hanım. ‘Geçmiş olsun’a gelenlere davranışı, Süheyla’nın kendilerine davranışının rövanşı gibiydi zaman pek etkilenmiş gibi davranmadı-ki ben çok şaşırmıştım-, ama unutmadığını, bir yere yazdığını, harika bir zamanlamayla cevabını verdiğini gördüm. Tabii asıl hedef başkası ama gelenler o aileden sayılırlar.
siyah-beyaz / 13 Ocak 2008
 
İhsan mahkemeye getirilirken Hatay TV spikeri haberci hanım ‘İhsan Bey’in mahkemesinin yapıldığını mahkemenin cezaevine sevkettiğinden’ bahsediyor devam sahnelerde mahkeme yeni yapılıyor. Mahkeme sonucunu TV den izleyen Demir ve Kerim, Mahkemeye girişindeki anonsu izliyor
Asi’yeDemir / 13 Ocak 2008
 
Demir’in Asi yalnız kalmasın korkmasın diye yaptıkları geçmişteki kinine rağmen İhsan için çabalamaları izlenmeye değerdi.
Demir gerçekten çok değişti. Bence bu Asi’nin eseri. Demir’in Asi’ye olan aşkı Demir’in gerçekleri görmesine sağladı. İhsan7ın düşündüğü gibi biri olmadığını, yıllarca boşuna kin güttüğünü gördü.
Cehenneme çevireceğim diyen Demir şimdiki Demir değil. Demir artık bambaşka bir Demir. Asi ve İhsan… O büyük aile, Demir’i kendine getirdi.
GÜL GÜZELİ / 13 Ocak 2008
 
Asi’nin Demir’e mesafeli durmasındaki sebep babası gibi çok sevdiği biriyle yeni tanıdığı ama aşık olmaya başladığı kişi arasında kalması. Baş başa oldukları sahnelerde aralarındaki güçlü çekimden belli. Oysaki Asi’nin de Demir’i ne kadar çok sevdiği hareketlerinin nefret dolu olmasının sebebi de, kendini bu aşka karşı frenleyebilmek istemesi bence. Eğer o da kendini rahat bırakırsa bu aşk daha bir efsaneleşecektir.
gzd_gzd / 13 Ocak 2008
 
Aslında ben en çok, Demir Asi’nin kendisini kıskandığını anlar mı acaba diye düşünüyorum. Hani hiç de fena olmaz. Demir üzgün üzgün dolaşırken Asi’nin Leylayı kıskandığını fark edince sevindirik olur.
medsul / 13 Ocak 2008
murat yildirim / 28.07.2011
 
   
Bu bölümde daha fazla Asi Demir sahneleri görmek isterdim ama maalesef mümkün olamadı, umarım bir dahaki bölümde olur. Onların bakışlarını izlemek o kadar güzel ki. Bu dizi için o kadar farklı oyuncuların adı geçiyordu ki. Bu kadar mı güzel oturur roller. Tebrik ediyorum. Tuba sonunda aradığı gözleri buldu. Türkan Şoray Kadir İnanır nasıl bir ikiliyse Tuba ile de Murat o kadar başarılılar.
mervenil / 14 Ocak 2008
 
Asi etrafa karşı ne kadar dik ve sağlam durmaya çalışsa da yalnız kaldığında aynı rolü oynayamıyor Asi zira canı oldukça yanıyor. Birde İhsan'ın Senin vazifelerin var Asi, ilk önce annen kardeşlerin sana emanet, çiftliği ihmal etme, işleri başıboş bırakmayacağına eminim o yüzden içim rahat diyerek omuzlarına yüklediği büyük bir sorumluluk var. Bu yüzden diğer insanlar gibi annesi ve kardeşlerinin yanında da aynı metaneti korumaya çalışıyor. Yalnız kaldığında da içinde biriktirdiklerini gizli gizli dışarı vuruyor. Bu dışa vuruşa Demir'in şahit olması her ne kadar istediği olmasa da biliyoruz ki şartlar farklı olsaydı derdini sıkıntısını sevincini ve mutluluğunu ilk paylaşmak istediği kişi olacaktı Demir. Neyse o günlerde gelecek nasılsa.
Her şeye rağmen Demir'in değişmeyen tutumu hayran bıraktıracak kadar güzel. Asi yine malum nedenlerden ötürü Demir'i istemediğini belirtiyor üstelik oldukça ağır sözlerle. Avukatını da seni de istemiyorum. Babamı senin tuttuğun avukata teslim edecek kadar aciz değilim henüz, bu sözlerde Demir'in yüreğine hançer gibi saplanıp kalıyor. Fakat bu sözleri söyleyen Asi'nin yüreği değil, kesinlikle. Demir’in niyetini sorması çok çok güzeldi. Kızgın ve öfkeli bakışlarının arasında bu soruyu sorarken oldukça farklı bakıyordu. Duymak istediği cevap belli ama Demir de hem Asi kadar keçi olduğundan hem de şu ara aradaki soğuk durum nedeniyle lafı çevirmekle kalıyor. Neymiş efendim Asi onun çiftliğine hayat vermiş o yüzden yardım etmek istiyor. Oldu paşam biz de yedik. Ama ne kadar kıvırsa da lafı senin mutsuz olmanı istemiyorum sözü tüm bu konuşulanların ana fikriydi.
Demir'in tüm bu ısrarları sözleri üstelik Defne ile yaptığı konuşma esnasında Defne'nin soğukkanlı ve mantıklı yaklaşımı, sözleri Asi’nin bir takım şeyleri fark etmesine neden oldu. Aslında bunları kendisi de biliyor ancak Demir'in dediği gibi öfke, insanı yakıp yıkmakta, gözünü karartmakta. Duydukları bu halinin yatışmasına, onun sakinleşmesine tamamen duyguları ile hareket ederken mantığı ile de bir nebze düşünmesine katkıda bulundu. Yine Demir'in yardımlarını kabul etmedi üstelik babasının da bunu istemeyeceğini biliyordu, bu da kabul etmeyiş nedenleri içinde ama üslubu ve yaklaşımı değişti yumuşak bir hal aldı.
Demir'in Kenan'a bakışlarını görüp bu nasıl kıskanmaktır öyle deyip duruyordum. Üstelik Demir Kenan ve Asi'yi birlikte yürürken gülümserken görmüştür ve niyetinden haberdardır. Keçilikte olduğu gibi kıskançlık konusunda da ciddi ciddi yarışacaklar anlaşılan ve Demir'i bu konuda geçecektir Asi. Melek’in Leyla geldi demesi üzerine Asi'nin değişen tavrı, Cemal güzelliğinden bahsederken Leyla mı diye dikkat çekici bir biçimde söze katılışı, çok hoştu. Kerim’in ziyarete gelme isteğini Neriman reddetmesi yönünde Defne'ye söylenirken Asi'nin gelmelerini istemesi üstelik buna bahane yaratması çok hoştu. En güzeli ise Demir'in gelip gelmeyeceğini bakması onu pencereden izlemesi, gelince de güya umursamaz bir tavır ile sandalyeyi oturması için uzatması, Demir kalmayacaklarını söyleyince kendisinin oturması ve Leyla'yı yemeğe çıkaracaklarını söylediğinde elindekini hırsla ve sinirle ısırıp yemesiydi. Sanki Demir'in bir taraflarını ısırıp koparıyordu.
Asi'nin sevindiğini, mutlu olduğunu, gülümsediğini görmek, Demir'i nasıl da mutlu ediyor. Aşık olunca böyle oluyor işte. Ama Kenan ismini duyması ile biraz sendeliyor. Söyleyeceğini de söylemekten vazgeçip gidiyor. Yardım edenin kendisi olduğunu söylememesi Demir'in ne kadar özel olduğunu da gösteriyor. Bir tarafta Asi'nin mutluluğunu görmek için çırpınan Demir, öyle ki yardımlarını gizleyen, sevdiğim bilmesin ama mutlu olsun diyen… diğer tarafta her şeyin üzerine yatan kelimeler ile ifade etmekte zorlandığım acayip Kenan. Onun da foyası çıkar nasılsa. Hoş Cemal Ağa anladı bile.
Yemekte Kerim'in Asi arıyor diyerek Demir'e yaptığı şaka müthişti. Demir Kerim'e aniden dönüp kilitlendi Leyla da Demir'in bu ilgisi karşısında ona kilitlendi. Kerim ufaktan ufaktan Demir ile eğlenmeye başlaması güzel. Zamanı gelmişti.
Fener sahnesi… Bölümün en güzel ve hoş sahnesiydi benim için. Aradaki duvarlar biraz kaldırılsa Demir daha neler edecek ama şimdilik bu kadarını yapıyor. Onda da Asi'yi mest ediyor tabi bizi de. Demir’in yaptığını gülümseyerek karşılayan Asi çok güzeldi. Defne’nin sözleri ve Demir'in yaptıklarından sonra sakinleşen ve daha makul yaklaşan Asi, bu jest ile tamamen erimiş vaziyette. Bu numarada tecrübeli gibisin dediğinde, Demir’den “Nerden anladın, evet aslında tecrübeliyim” sözlerini işitince, kızıp perdeyi kapatması… Demir'in tecrübenin nedenini anlatması ile yine gülümseyerek perdeyi açıp fenere bakması çok hoştu.
İlk gece fener ile yalnız olmadığını hissettiren Demir ikinci gece de yalnız olduğunu hissetmesin diye yine iş başında ama bu sefer çiftlikte. Bu azim ile her şeyi yapar Demir ona ne şüphe.
Demir ilgili alakalı ve sıcak. Kayıtsız kalmak pek kolay değil ama Asi yine de iyi direniyor. Dirensin bakalım daha ne zamana kadar direnecek. Avukat işini Kenan’dan bildiği yetmezmiş gibi elektrik işini de Kenan’dan biliyor. Demir de sesini etmeden duruyor. Asi ne kadar geç öğrenirse o kadar iyi diyordu. Bu yüzden de Kenan fırsatçısına ses çıkarmıyor. Asi artık git istersen diyor ama nasıl diyor. Dili başka konuşuyor, bakışları sesinin tonu ve hali başka şey konuşuyor. Gerçekten gitmesini istese daha sert ve keskin ifadeler kullanırdı değil mi? Demir de yanına eğilip yine güzel bakarak “Daha erken bırak seninle kalayım biraz” diyor. Hiç aşık olmayan aşka farklı tarifler bulan birinin aşık olunca bu derece etkileyici bir hale bürünmesi, bunun sözlerine eylemlerine yansıyışı çok hoş. Hani bilmesek önceden tecrübe etmiş şimdi tekrar aşık olunca tecrübe ettiklerini uyguluyor diyeceğim.
sude9 / 14 Ocak 2008
usayken
 
 
“Asi, neden hemen yumuşadı, dengesiz” gibi yorumlar vardı.
Bence Asi'nin, geçiş süreci normaldi. O kadar büyük bir üzüntü yaşamış kişinin, mantıklı düşünmesi normal olmazdı. Bölümün yarısına kadar, Asi, hep aynı tavrı sergiledi. Tam 4 kez itti Demir'i. sonra ablası kulağını çekti, "o nefretini gömdü, sen yeni nefretler yaratıyorsun" dedi. Asi, düşünmeye başladı. Evet, babası da demişti “Demir beni uyardı" diye.
Dedesi başka bir kadın olabileceğini gözüne soktu. Hem de zaten torununun Demir'e, Demir'in torununa ilgisini bilen bir hinlikle. Ben dedeyi seviyorum. Yaşının verdiği patavatsızlıklarını da, yaşının verdiği tecrübeyi de, inadını da. Tonton dedelerden değil ama sevdiğim birçok tarafı var bu adamın.
Neyse konu dede değildi, Asi, son sahnelerdeki yumuşamasını, bu iki uyarıyı aldıktan sonra sergiledi. Bence mantıklı bir değişimdi.
qsawe / 14 Ocak 2008
 
Kerim Defnelerin evinin bahçesinde nerdeyse serenat yapacaktı, o olmazsa ıslık çalacaktı. Demir dalga geçmişti. Bu bölüm, Demir’in elinde lamba bahçede, Asi de camda… hoş sahneydi Asi’nin gülümsemesi ve etkisi altında kalıp aklına geldikçe tebessümü.
Fener Bahçe / 14 Ocak 2008
 
Demir avukatı ayarlaması, bunu kendinin yaptığını söylemek istememesi, Demir karakterini ve Asi’nin Demir için önemini pekiştirdi. Avukatı Kenan’ın sağladığını duymasına karşı büyük bir sabırla sustu. Aferin Demir. Sonra tabi bir de elektrik faturası ödemesinin Kenan’ın yaptığını söyleyince, Demir hiçbir şey olmamış gibi, sanırım Asi’ye “aç mısın” diye sormuştu. Bir alkış da Demir orada aldı.
Kerim de gerçekten özü sözü bir sağlam bir karakter. Nasıl Defne’ye sahip çıkıyor. Ezdirmiyor. "Defne benim karım olacak" ve Defne’nin hep yanında.
pas.si.on79 / 14 Ocak 2008
 
Süheyla kızlardan nefret etmiyor. Sadece Kozcuoğlu ailesi ile yakın ilişki kurmak istemiyor. Öyle olsaydı Melek’i konser gecesi Defne'nin yanına göndermezdi. Aşk ve nefret arasında ince bir sınır var. İhsan'a arkasında durmadığı için kırgınlığı var. O kadarda olsun değil mi? Yoksa ailenin arkasından kumpas falan kurduğu yok. Sevdiği adamı, ablasını ve koklayamadığı çocuğunu kaybetmiş. Yaralarını sarabilmesi o kadarda kolay değil. Geçmişe dair ne yaşandığıyla alakalı doğru dürüst bilgimizde yok. Faraziyeler üzerine yorum yapıyoruz.
Diyeceksiniz ki İhsan’ı görünce yumoş kıvamına geliyor. Hayır, belki itiraf edemiyor ama hala İhsan'ı önemsiyor. Dikkatinizi çekti mi bilmem. Demir eve girer girmez İhsan'ı sordu endişeyle. Yiğidi ne öldürelim ne de hakkını yiyelim.
Bu dizide hoşuma giden şeyde bu. İyiler ve kötüler keskin hatlarla ayrılmış değil.
Yani gerçeğe yakın karakterler.
Ağustos Böcüğü / 14 Ocak 2008
 
Asi'nin Demir'e kızgınlığı öfkesi onu suçlu ve sorumlu tutması anlamsız anlaşılmaz değil.
Demir intikam peşindeydi ama aynı zamanda aşık da olmuştur. Duyguları karışık bir haldedir bu yüzden dinlemeden etmeden Asi'ye birçok kez haksızlık etmiş sürükleyip durmuştur, durumu öğrenince özür dilemiştir, pişman olmuştur bunu da atlamayayım. Ama yapacağını da yapmıştır.
Demir’in şimdiki niyeti;
Demir: Asi ben bu kinin bir parçası olmaya tahammül edemiyorum artık, bu doğru değil, bir şeyler değişmeli, bana yardım et Asi oyunun kuralını beraber değiştirelim.
Niyet kadar icraata şart. Olmalı ki niyetinin inandırıcılığı anlaşılsın. Demir daha bunu ifade etmiş ama icraat konusunda hala geridedir. Hal böyle iken İhsan'ın üstüne kaçakçılık suçu yıkılmıştır. Bunun için harekete geçmiştir ancak bunlardan Asi henüz haberdar değildir, Kozcuoğlu ailesi bu yaptıklarını bilmemektedir. Hal böyle iken Asi'nin Demir'e kızması ona öfkelenmesi ve sorumlu tutması doğaldır. Yalnız şu var, üzüntüsü nedeniyle, birbirine karışmış duyguları nedeniyle, tüm sorumluluğu Demir'in üzerine yıkmıştır. Duyguları ön planda ve bunula hareket etmekte soğukkanlı yaklaşamamaktadır. Demir tamamen sorumlu değildir ama pay sahibidir kendisi de belirtmiştir.
sude9 / 14 Ocak 2008
 
Demir Kozcuoğlularının hayatını cehenneme çevirmek üzere geldi doğduğu topraklara. (kötü niyet) Burada hemfikiriz sanırım.
Ayrıldığımız nokta bu niyetin ne kadarının icraata döküldüğü.
Yaptığı en büyük kötülük ne? Asi'yi yanında çalışmaya zorlaması. Üstelik fahiş bir ücretle sadece 2 yıl. Sizi duyan sanır ki sanki Demir Asi'ye ahlaka mugayir bir şeyler yapmaya zorlamış. İhsan teklif etmiş yanında çalışmayı. Kabul etmek zorunda mı Demir? Asi babası gözaltına alındı diye kıyamet koparıyor. Çocuğun annesi evlatlarını da yanına alarak intihar etmiş. Kardeşi yaralı kalmış. Hangimiz affederdik. Demir az bile yaptı. Gerçi ne yaptı tarafımdan hala anlaşılmış değil.
Asi'nin atını senet karşılığı isteme sebebi ona acı çektirmek miydi sizce? Yoksa teyzesinin ağzını kapamak mı? Asi çiftliğinde çalışıyordu dilediği vakit görebilecekti atını.
Diyorsunuz ki kötü niyeti yeter isterse icraat olmasın. Ama iyiliğe gelince niyet kafi değil icraat mühim. E icraat da var. Varsın Asi bilmesin biz biliyoruz.
Ağustos Böcüğü / 14 Ocak 2008
 
Derdi para olmayan, paraya önem vermeyen biri Demir. Bunun peşinde değil. Böyle olduğu için aldığı senetleri kullanmıyor hemen, tahsile kalkışmıyor. O yüzden Asi'nin yanında 2 yıl çalışmasını istiyor. Ödenmesi mümkün olmayan bir senet varken alabileceği birçok şey varken sadece atı alıyor. Yetmiyor yaşadığı kötü olayları hatırlayıp Asi'yi bir yerlere sürüklüyor, öfkesini kontrol edemiyor. İstediği manevi zarar vermek. Evet Kozcuoğluları hala çiftliğinde. Ama İhsan her geçen gün eziliyor ve bu eziklik ona fazlasıyla yetiyor, Asi de öyle. Manevi zararı vermeyi başarıyor Demir. İhsan’ın teklifini kabul etmek zorunda mı diyorsun. Borç sahibi olduğundan adam borcunu vermek istiyor ama alacaklı diyor ki hayır borcunu vermene izin vermiyorum. Tuhaf değil mi. Neticede tüm bunlar Demir'in Kozcuğlularına manevi zarar vermek amacı içerdiğinden böyle oluyor. Söylemekte fayda görüyorum, Demir tamamıyla sorumlu değildir, günah keçisi ilan edilemez. Ama yaptıkları da ortadadır. İcraatta bulunmuştur.
sude9 / 14 Bölüm 2008
 
Bence de Demir’in olan olaylarda pek bir sucu yok, Demir’in çocukluğunda çok büyük bir olay geçmiş başından. Annesinin ölümünü görmüş, kardeşinin kolu sakat ve her gün onu öyle görmekte, üstelik bu yaşına kadar hep teyzesinin ona ektiği kin, nefret duygularıyla büyümüş.
Demir’in hatası, 11.bölümde Defne’nin de söylediği gibi yanlış kişiyi cezalandırmaya çalışmasıydı, oysa tüm olayların sorumlusu İhsan Beyin babası.
mekseline 80 / 14 Ocak 2008
 
“borç sahibi olduğundan adam borcunu vermek istiyor ama alacaklı diyor ki hayır borcunu vermene izin vermiyorum”
Bana tuhaf gelmiyor... Vaktin zamanı kuralları Kozcuoğluları koymuş.
Güç ve para onların elindeymiş. Şimdi Demir kuralları koymak istiyor. Tuhaf mı?
Demir Asi'nin atını Asi'ye acı çektirmek için mi aldı?
Ağustos Böcüğü / 14 Ocak 2008
asiyemm / 26.10.2011
 
 
Sorarım size. Her şeyi bir tarafa bırakalım. Bir kardeşiniz var. Su gibi. İsmiyle müsemma, Melek. Birilerinin keyfine keder sakat kalıyor ve siz her gün onla berabersiniz. Yaşadığınız her gün size geçmişi anımsatıyor. Silebilir misiniz her şeyi? Suçu var mıydı peki? Hayır. Cezasını çekiyor mu? Evet.
Demir öfkesiyle geldi. Ben çoğunuzun aksine ondaki değişimin tek sebebinin Asi olduğunu düşünmüyorum. İhsan da önemli bir faktör. Demir onca öfkesine rağmen İhsan'ın adi bir suçlu olduğu hakkında en ufak bir şüpheye dahi düşmedi. Yardım etmek istemesinin tek sebebi Asi değil öyle olsa yaptığı yardımı gizli tutmazdı.
Ağustos Böcüğü / 14 Ocak 2008
 
Demir'in yaşadıkları kolay kaldırılacak şeyler değil, inkar etmek yok saymak haksızlık olur. Demir bunlar olurken 6 yaşında. O yaştaki çocuk olup biten her şeyi idrak edecek bir vaziyette olamaz. Hatıraları var annesinin intiharına tanık ama bunun nedenleri sorumluları konusunda bu derece öfke ile yaklaşımında teyze etkili. Demir nerden bilebilir vakti zamanında Kozcuoğluları kural koyardı, tanık ya da şahit mi şimdi sıra kuralı ben koyarım diye dikleniyor. Kuralı koyan kim peki İhsan mı? Hayır, Yusuf … ama sorumlu tuttuğu kim İhsan. Süheyla hem yaşadıkları hem karşılıksız aşkı sebebiyle iyice kinlenmiş, yetmemiş Demir’i de kinlendirmiş. En başta Demir'in tüm bu olanları sadece teyzesinin anlattıkları sebebiyle harekete geçmiş olması yanlış. Tutarsızlık var ve bu tuhaf. Şimdilerde Demir de aynı değil. İhsan’a diklenmesi intikam almaya geldiğini hesap soracağını söylemesine bunu ifade etmesine ve eyleme dökmesine karşın İhsan’dan ‘madem öyle bende elimden geleni yapıp sana boyunun ölçüsünü göstereceğim’ tarzında hareketler görmediği için, İhsan anlayışlı davrandığı için Melek'e karşı sıcak davrandığı, tarlasını su basacak iken yardım ettiği, eniştesi öldüğünde Asi'yi yanlarında istemesine karşı çıkmadığı ve bunun komşuluk hakkı olduğunu ifade ettiği için, dikkatli gidin diye samimiyetle uyardığı için, İhsan'a bakışı değişmeye başladı, ona saygı duymaya başladı. Beklediği gibi olmadığı için İhsan Demir oldukça şaşkın.
At konusuna gelince. Bir niyeti Süheyla’nın önünü kesmek bunu inkar etmiyorum ama Süheyla'nın da eline bir şey vermesi gerek, intikamını öfkesini tatmin etmek için. Asi’nin acı çekmesini tabi ki istemiyor ama yaptığı buna vesile oldu, engelleyemedi acı çekmesini.
sude9 / 14 Ocak 2008
 
Demir, Kozcuoğlularına manevi zarar vermek istedi ve bunun yolunun Asi’den geçtiğini anladı. Ama şu var ki, Demir hiçbir zaman Asi’ye zarar vermek istemedi. Yani Asi’ye her işçiye davrandığı gibi davranmadı. Tamam, bir defasında geçmişi hatırlayıp öfkesine yenik düştü ama bu çok normal. Annesini çok acı bir şekilde kaybetti. Teyzesi onu bu öfkeyle büyüttü. Senelerin öfkesini Demir bir günde nasıl unutabilirdi ki? Burada suçlu olan Süheyla. Sevgiyle büyütmesi gereken bir çocuğu bir öfkeyle büyütmüş. Bazı gerçekleri saklayarak, Demir intikam almaya çalıştı. Ama kendince ve bana kalırsa buna intikam bile denemez, daha çok yardım etti ve Asi’yi her gün görebilmek için, çiftlikte çalışmasını istedi. Toplantılarını çiftlikte yaptı.
Ben Asi’nin gözlerini açmasını istiyorum. Bu bölüm Defne Asi’ye, Demir’in öfkesini unutmaya çalıştığını, Asi’nin de yeni düşmanlıklar yaratmak istediğini söyledi. Nasıl olsa Asi de İhsan da gerçekleri öğrenecek.
kumralim19 / 14 Ocak 2008
 
Demir İhsan’ın zaten suçlu olduğuna inansa sadece Asi için yardım etmek istemez. Evet, yanında olur Asi’nin ama bu kadar çaba da olmaz. İhsan’ı biraz biraz tanıdıkça Demir de anlıyor bazı şeyleri.
tubi / 14 Ocak 2008
 
Boşa koyuyoruz dolmuyor, doluya koyuyoruz almıyor.
Bu foruma yazmaya başladığımdan beri, aynı konuda tartışıyoruz. Kim haklı?
Her iki tarafta haklı olabilir mi? Bence olur. Şu anda da bunun en güzel kanıtını dizi veriyor.
Sude'nin ve Böcüğümüzün yazdıklarını bir kez daha yazmayacağım. Kim haklı diye de sormayacağım. Her ikisi de haklı.
Neden?
Çünkü dizide, gerçek kötü yok.
İnsanlar eşit doğar, ama eşit yaşayamazlar. Birçok insan, genlerinde olan kötülükle doğar, çevresinde de kötüler olduğu için, öyle yetişir büyür.
İhsan, hainlik yaptığı söylenen (ki bunu öz oğlu söyledi) bir baba tarafından yetişmiş. Babasından, bu kötü tarafları almayacak kadar iyi biri. Belki annesinin genleri baskın çıktı. Belki etrafında o kadar çok iyi vardı ki, kötü örnek etkisiz kaldı.
Demir, kinle dolu olmasına rağmen, kinle yoğrulmuş bir teyze tarafından büyütülmüş olmasına rağmen, yine genlerinden gelen iyiliği, kininin önüne geçirebilecek kadar düzgün biri.
İyi insan olmaları, yaptıklarını haklı gösterir mi?
Hayır.
Haklılık, göreceli bir kavram. Baktığınız açıya göre kimin haklı olduğu, farklılık gösterebilir. Biz yukarıda saydığınız sebepleri, değil haftalar, yıllarca tartışsak çözüme ulaştıramayız. O an da baktığımız yöne göre, İhsan'a ya da, Demir'e hak verebiliyoruz.
İhsan, kötü bir işletmeci, dost bildiklerine inanacak kadar saf, söylenenleri doğru yoldan araştırmayacak kadar kendine güveniyor. Henüz tavır değişikliği görmedik. (hapisten çıkınca göreceğiz sanırım)
Demir, kinin kendisine ve sevdiklerine zarar vereceğini geç fark den biri. Kötü niyetle geldi, tavır değiştirdi. Sırasını şimdilik savdı. O artık, niyetinin değiştiğini ispatlayacak hareketler yapacak. (başladı bile)
Bu örneklemeleri diğer karakterlere de yaparız. Gerçek kötümüz yok. ( Bülent'i saymıyorum) hayat şartlarında, kötü karar vermiş kişilerimiz var.
Hepsinin, sevilecek ve takdir edilecek üstün meziyetleri de var.
qsawe / 14 Ocak 2008
 
Demir’in bence de hiç suçu yok. Tabi ortada bir suç varsa Demir birçoğunuzun dediği gibi çocukluğunda yaşadığı bazı anlar gözünden hiç gitmeyerek büyümüş. Yanında kardeşinin sakat koluyla canı yanarak bir gün öç alacağı günü bekleyerek büyümüş. Aşkıyla orada karşılaşacağını biliyor muydu? Tabii hayır. Asi’den sonra bu kinini durdurmayı başardı. Zaten bunu da Asi’ye demişti. Beraber aşmalıyız bu kini.
Kini durmasaydı senetleri ilk etapta ödemesinde zorluk çıkarırdı. Asi’yi niçin yanında çalıştırmak istesin. Oraya yerleşmek amacı olsaydı tutar bir veteriner birkaç eleman çalıştırırdı. Amacı oraya yerleşmek değildi ki. Eline geçmiş onca fırsatlarla İhsan’ı bitirirdi. İhsan’ı tanıdıkça aslında onu da sevdi. Güvendi, inandı. Kızlarının bile kafasının karıştığı sıralarda ve öncesinde Demir İhsan Beye güvendi Onun zarar görmemesi için elinden geleni yaptı. İhsan gururundan Demir iyi niyetine karşı geldi. Onu dinlemedi. İhsan kendi açısından Demir’in art niyetli olabileceğini düşündü. Küçük iyiliklerle aslında daha kötülük yapmak isteyeceğini.
Düşünün Kenan nasıl görünüyor ama pintinin, sinsinin teki.
Demir Asi’nin Atı için ne kadar düşündü. Karşısında teyzesi vardı. Sürekli onu sıkıştırıyordu. O da atını aldığını söyleyerek teyzesini susturdu. Yoksa belki daha büyük zarar vermesini isteyecekti. Ama tabi atın o tepkiyi vereceğini düşünmedi. Sonuçta at bende ama senin diyecekti.
Demir teyzesine sen karışma diyemez. Teyzesi sonuçta. Onun sayesinde bulunduğu yere gelmiş. Kardeşine ve kendisine annelik etmiş. Nasıl ona sen karışma desin. Zaten yıllardır o intikam alacakları günleri düşünürken birden hayır öyle değil onlarla akraba olacağız, diyemez ki.
Demir in yapacağından fazlasını yaptı, yapıyor. Yılların kinini aslında Demir bitirdi. Kin duyan Süheyla var. O da kendince haklı.
Çocuğu Aslan ve bence İhsan’dan.
pas.si.on79 / 14 Ocak 2009